-AÞK-
Dergahýndaki aþklar çekildi çilehanesine
Kuru ekmek su sadeliði doyuruldu sevda
Toprak kokusuna karýþýrken gonca kurusu
Gül döktü tohum rüzgarda ekildi bir bahçeye
Kapalý dudaklarýndaki suskunlukla konuþtu erenler
Asmasýndan budanan çýrpýlarla yakýlýrken yürekler
Dalýndaki son gonca güldü sonbahara
Yaðmurda soyundu manasýndaki kelimeler
Göz yaþardý Rumi’ de
Yürek yandý Þems’de
Bir dünya dönerken semazenin eteklerinde
Bir gece karasýndaki kör kuyulara düþtü ay
Kaybolurken Þems –Aþk- yeþerdi
Yedi kýta dört iklim sevgilerle
Kan gülleri bir meczubun ellerinde açtý gönüllere
Ziya gördü gök gördü yýldýzdaki ýþýðýn sönüþünü
IÞIK doldu karanlýðýndaki gönül odalarýna
Tambur çaldý yürek ritminde
Ney aðladý kopup geldiði deresindeki sesiyle
Aþk’ýn Kimya’sýný çözülmedi kimse
Kayasýndaki topraðýn sýrrý açýk da olsa
Buðdayýn suyla birleþip yanmasýndan çýkarken ekmek
Kimse doymadý dünyadan üç lokmalýk aðzýyla
Semazen eliyle dedi sað eli yerde sol el havada
Býraktý bedenini uçarken ruhu boþluða
Aþk dergahýndaki fýrýndan çýkan piþti
Kimisi çið kalsa da yürek sevmeyi öðrendi
Yaradan’dan ötürü yaratýlaný yar bildi
Atomu parçalamadan ön yargýsýz açtý herkese kucaðýný…
Bir veli bir meczup susup konuþtu
Anlatmak için ibreti alem alemlere Aþk’ý
Biri toprak oldu diðeri kayýp
Meczuptu zaten nerden gelip nereye gideceði belirsiz
Kelimesiz susarak söylediler sözlerini yankýlanýrken –AÞK- dünyada