“Bozkýrlar daha da soldu sen gidince,
Sazlar bir baþka hüzünlü ve küskün,
Otlarda bir kuruluk var topakta bir doymamýþlýk.”
Kýr þehirlerin döndü bozkýrlara
Döndü sarý otlar kömür siyahýna
Yangýn yeri anýz külü bir ölümdü gündönümü
Eylüldü, kuruydu toprak açarken göðsünü
Ateþ düþtü sazýn sapýna aðladý tel sýzlarken
Boynu bükük türküler kaldý senden geriye
Yanýk seslerinin yankýsýnda daðlandý yürekler
Çiçek açmaz artýk Çiçek Daðýn kar dökümündeyken
Beyaz giymiþsin bugün selama dururken kahverengiye
Kundaða sarýlmýþ avutulmaz küskün sazýn
Ýçte derin bir boþluk titrer eski sesinde
Toprak doymadý verdiðini almaya
Beþik olmuþ sana içindeki ana dolu
Çoban çeþmesi kurudu bugün
Kuzularýn susuz sevdalarýn sensiz sustu kavallar
Sevmeler yazýldý yalnýzlýklarla
Neþe ter (oldu) taþýn yokluðuyla üzerimize binen
Sazlar asýldý duvarlara
Aþýklar yorgundu dünden ýslanmýþ gözlerini silmelere
Hastaneler kayan yýldýz yuvasý oldu bekleme salonlarýnda
Ýnce bir mýzrap vururken kurþun gibi
Kalbine mi deðdi de titredin
Yoksa Anadolu kokulu sazýný mý çok çektin böðrüne
Ýnce býyýklý mor bir dudak þimdi býrakýlýr mýydý
Hele bu mevsim bozkýrda üþümeye baþlarken
Þimdi bana kim söyleyecek yürek türkülerini
Kim sulayacak kurumaya yüz tutmuþ bozkýrlarý
Daha kaç türkü dökülecek kururken dilimdeki sözlerin
Yar ayrýlýðýmý tutu sarýldýðýn topraða yoksa…
Sen cennet bahçesinde çal yine sazýný
Doyur doymayan topraðý kokunla
Mühür gözlü bir sevdaydýn sen
Ýçimizdeki kuraklýðýn gidercek tek yaðmur yüklü bulutsun
Giderken sen aðladý vurgun yedi türküler
Asýlý kalan sazlarýn aðlarken bozkýrýný suladý yürek sarnaçlarý…