ne güzel ayrýldýk seninle
ne güzel!
tükenmez kýlýçlara dayayýp gözlerimizi
fâili iki dudak arasýna saklayýp
hiç kimselerin görmediklerini
çýt çýkarmadan
kavgasýz, gürültüsüz eylemsiz
nasýl kaçtým
ve nasýl da kaçtýn benden
bedenimden
öyle, söz göze bile gelmeden!
gittin...
zafer kuþlarýný koynumda býrakýp
dolayýsýyla aðlayamadým bile
doyasýya
ve ne baþarýlýydýk
uykularý linç eder, rüyalarý titretirken
parmak uçlarýnda yürüyen güvercinler gibi þaþkýn
ölü balýklar kadar mat...
ama ben tanýdým kendimi
bir kalbin sýnýr dýþýndaki avlusunda
sað yanaðým taþtayken
sýyrýlmaya çalýþtýkça battým aynalara
bileðimdeki mavi - kýrmýzý halkalardan
sabah ezanýnda kedi dalaþý savruðu tüylerden
(çünkü ölü bir üveyiktim
sahi! siz bilemezsiniz hiç mutluyken öldürülmediniz ki)
bir balýðýn kaný çekilmiþ gözleriyle söndürdüm perdeleri
...kurtulmaya çalýþtýkça alabora nehirler geçti üzerimden
ne baþarýlýydýn
-’kralým çok yaþa’
pandomimleri dökülürken gözlerimden
seferi musluklarda yýkadým yüzümü kaç zamandýr
muska desenli avurtlarla
haftalarý, günleri kovaladým
þahitti begonyalar
küçük dudaklý bir kýz çoçuðunu teselli ederken
volta vakitleri aklým-tarumar
ve nasýl da baþarýlýydýn!
bileklerime saat resimleri çizerken diþlerin
bir vampir kadar naziktin
bilmediðin çok þey vardý oysa
mesela evvel eski alerjim vardý yalanlara
iki üç seans pedagog ziyareti
saçlarýmý Ruanda’da taradý bir müddet annem
sakladým seni
saklandým ranza altlarýna geceleri!
sen oynarken dizlerini kýrýp bir efeyi
(rüzgar kýskan(ýr)dý çünkü yoktu cilalý potinleri)
ve hiç utanmadým desem, yalan
seni alkýþlarken saklayamadýðým için
kan tutan ellerimi...
de_soulmate