býçak ucu bir hayalde kirpiklerimizde zaman aralanýr sabahlar uzanýr uçurumlarýmýzdan tuz gibi ufalanýrýz türkülerin kuytusunda yýrtýlýr içini çeke çeke siyahlarýmýz daralýr ruhumuza göðsümüz býçaklanýr bir göl kýyýsýnda
uyuþuruz ...
býçak ucu bir hayalde yaðmurlara tutunuruz tuzdan yorulur terimiz hüzün yasaklanýr ülkede kollarýmýzda hazan büyür Çamlýca da ýslanýr telaþlarýmýz
oysa güz yangýný yasadýklarýmýz býr daha izlenmesi mümkünatý çok oldukça pasaportsuz kaçarýz kendimizden uzanýrken köprüaltýnda gülümseyen kimliðimiz hüzne boyanýr yüzümüz
býçak ucu bir hayalde gene sevindiririz martýlarý belkide en temiz beyaz onlarýn makyajý akan yüzlerde dosdoðru tokat oluruz kurtuluruz kurt kapaný hayatlarýmýzdan baþ kaldýrýrýz...
sesimiz boþluðumuzda yankýlanýr nefesimizde ateþ böcekleri çoðalýr belki belki anlamadan ben, sen olurum biraz
belki sen ;
delirmekten yüksünmeyen bir zavallý tomurcuk olursun doðurur bizi çamurlarda bir anne
biraz yaþarýz belki de...
bir tezgah altý rüzgar eser kaçar dalýndan karanfil ansýzýn hapsolur gözyaþlarýmýz daðýlýr kanýmýzda çabucak hüzün kendimizden kaçarýz..
gökyüzü düþer kuþlara tutunup ellerimize titreriz sýcaktan þýmarýr sokak çocuklarý belkide ilk kez alýn teri kokar belki sosyete duvarlarý
belki bizde yaþarýz bir gün karanlýðý sevmeyen mum kokulu bir hayatý filizleniriz gölgelerimizden kök salarýz deliliðimizden