Düþündüm, hep düþündüm
Sensiz gecelerin arsýzlýðýyla
Bu ayrýlýðýn her sorumluluðu bana mý ait, diye
Gece, gündüz…
Haykýrdým hüzünlerimi duyuramadým...
sana duyuramadýktan sonra
duyurabileceðim kimim var sesimi
bir bak gözlerinin aralýðýndan
sen görmezsen
kimseler görmez ki...
sen de böyle yaparsan...
Tanýþtýðýmýz ilk günden, beni terk ettiðin ana kadar
Sahne sahne, plan plan
Tüm iliþkimizi baþtan sona yeniden yaþadým
Tüm replikleri yeniden duyumsadým…
Sonuç?
Hiçbir þey…
Bir þey bulamadým ayrýlýðýmýza sebep olabilecek…
Sebep neydi?
Giderken söyledin mi neden gittiðini?
Hayýr!
Gittiðinden haberim bile olmadý.
Öylesine, bilinmez sebeplerle…
Bir çay bardaðýna doldurduðun buz gibi suyla baþýma dikilip
“üçe kadar sayýyorum bak, kalkmasan dökerim,”
Diye tehdit ettikten sonra
Daha iki derken suyu suratýma boca ediþinle uyanmaya alýþýðým ben.
Uyanamýyorum sabahlarý artýk
Ve iþe geç kalýyorum…
Senin yokluðunla beraber edindiðim alýþkanlýklarým oldu
Uyuyakalmaklar ve iþe geç kalmaklar…
Düþündüm, hep düþündüm
habersizce gitmek yerine, elveda deseydin bir þey fark eder miydi, acaba?
Gitme, dediðimde sözümü dinler miydin?
Dön, desem dinler misin?
Kan döktüm gözlerimden,
içine yüreðimi kustum,
deðdi mi bari?
Mutlu musun gittiðin yerde?
Ben hiç deðilim!
Ölesiye deðilim!
ellerim kelepçeyle,
ayaklarým prangayla
namert feleðin kollarýna atýp gittin ya,
Alýþamadým bir türlü vedasýz ayrýlýþýmýza,
Bütün vücudum darma duman…
Hücre hücre ayrýldým,
Daðýldým her yana,
Her yerde seni aradým,
Bulamadým…
Belki de seni aramadým!
Aradýðým kendimdim…
Belki seni hiç sevmemiþtim.
Bir alýþkanlýktýn sabahlarý uyanabilmem için.
Bilemiyorum.
Evet!
Ýþte, cevap bu!
Evet, evet, evet!...
Buldum!
Evliliðimizin bir alýþkanlýða dönüþmesinden sýkýlmýþtýn
Ve seni, artýk sevmediðimi düþünmeye baþlamýþtýn…
Ve beni onun için terk etmiþtin!...
Sen bilirsin!