... Senin memleketinde doðuyorum þimdi Karþýdan gördüðüm evine doðru yürüyor cesaretim Her adýmda senin aldýðýn gibi nefes almaya senin yaptýðýn gibi adým atmaya çalýþýyorum Senin gözlerinle bakýyorum etrafa Bu yol, þu toz, þu toprak, þu kaldýrým taþlarý Þu koþuþan ince belli karýcalar... Þu karþý ki evin balkonundaki renk renk çiçekler
...
Biri sarýþýn biri esmer iki ayakkabý boyacýsý Tam karþýlarýnda otopark Yolun bitiminde tadilat var konakta Upuzun bir bezi sarkýtmýþlar aþaðýya Sanki gök kubbeden bir parça dalgalanýyor yel vurdukça Sesi kulaklýðýmdan yükselen Mavi gözlü kadýn söylüyor ayný anda Þarkýlar seni söyler…
Sana gelmeye çalýþan heyecanlarým beni yordu mu ne? Ama daha yolun baþýndayým Durup soluklanmanýn sýrasý deðil "Haydi bismillah" deyip çýkýyorum merdivenleri birer birer Sana geliyorum” hissi daha bir canlanýyor içimde Büyüyor büyüyor kocaman bir dað oturuyor yüreðime Allah’ým bu kalp, nasýl çarpýyor böyle? Kafesinde çýrpýnan bir kuþ olsa gerek Canýný alacakmýþ gibi kaçýyor ölüm meleðinden Çýðlýk çýðlýða ürkmüþ, feryatlarýný Acaba duyar mý çevredekiler?
Þu uçan kelebek, þu þakýyan kuþlar, þu pati pati yürüyen çocuk Kaçýþan siyahlý, grili, puslu yeþil gözleriyle bakan þu kedi Þu pencereden sarkarak birbiriyle konuþan kadýnlar Bu koku da neyin nesi? Ýncir aðacý nasýlda fethetmiþ sokaðýn tarihi dokusunu sen hiç serçenin aðzýndan yedin mi bir inciri ya da kara dut’u?
Önce bakýndým Emindim burasýydý Baþýmý kaldýrdým gökyüzüne Baktým gözlerimle seni görebileceðim bulutlarýn arasýna Sonra pencerelerde balkonlarda aradým seni Hadi sen yoktun ama en azýndan gölgeni Görebilseydim keþke… Begonya saksýsýnýn içinden uzattý baþlarýný kumru yavrularý Þu oynayan çocuklar, þu emzikli kadýn, hafif kambur masal kedisi Þu uzun aðaç, þu kayada duran emektar kayýk bir de belinden bükülmüþ yaþlý kürekleri
Sordum seni önce adýný bilmediðim madam’a “Madam tanýr mýsýn onu?” Baktý gözlerime; gözleri lacivert bir gece Iþýldýyor yaþýna raðmen Yýldýzlar uçuþuyor ikindi vakti Gözlerimde hala pazýlýn son parçasý Aklýmda yanýt bekleyen soru " Bilir misin madam...?" Göðsüne kadar açýk yakasý Biraz mor biraz yeþil karýþýmý Diz kapaklarýnda uçuþuyor etekliði Ayaklarýnda eski moda terliði " Madam, ne olur inat etme. Biliyorsan söyle bana"
Ellerinin ve omuzlarýnýn üzerinde güneþ yanýðý lekeler Saçýnýn dibi gelmiþ kumral ve natürel Týrnaklarýnýn cilasý solmuþ biraz hüzün var Parmaklarý sarkýtmýþ kendini omzunda tuttuðu çantasýndan Boncuk boncuk terliyorum "Hiç mi tanýmýyorsun ? Adýný söylesem belki bilirsin"
Kýsýyor gözlerini Isýrýyor lebini takma diþiyle O an gözleri gözlerimle konuþuyor Anlaþýyoruz Dönüp arkasýný sallayarak gidiyor kalçasýný Sanýrsýn ki madam daha otuzunda bir afet Ah be madam baþtan söylesene tanýmadýðýný Vallahi tükettin ömrümü geri kalan yanýný…
Gülüyor gözlerim çakmak çakmak çocuklara Onlar hemen anlýyorlar seni soracaðýmý O heyecanla yaklaþýyorum yanlarýna Yüreðimin atýþýný hiç sorma Sanýrsýn ki az sonra çýkýp uçacak yerinden Ýþaret ediyorum, kumral saçlý çocuða Puslu siyah gözleriyle yanaþýyor yanýma " Sen, küçük, tanýr mýsýn benim sevdiðimi?" Elinde oynarken kaybettiði misketlerin yarýsý Aðzýnda annesinin verdiði þekerlerden bir kaçý Baþýný kaldýrýp bakýyor bana Sanki gökte bir elma aðacý ya da üzüm bahçesinde bir þarký çalýyor kanun Elimle tutuyorum elini "Býrak gökyüzüne bakmayý. Tanýyorsan ne olur söyle bana yerini ” …
Bir sonraki çocuðun yanýna gidiyorum. Topraðýn içinde küçük bir kamyon var elinde Hýn hýn” diye tozu topraða katmanýn derdinde Nasýlda yaramaz bakýyor hýncýrca Seni tanýmasýný beklemek zor iþ kanýmca
Sarýþýn bir çocuk koþup geliyor uzaktan “Abla diyor ben tanýyorum onu. Aþaðý sokaðýn baþýnda oturuyor Bakýyorum yüzüne dikkatlice Küçük bir ben’i hafif belirgince Gözleri nazardan mavi boncuk Burnu kaf daðýnda bir cüce Aklýyla beni uyutacak ayakta yumurcak Ben sevdiðimin kokusunu bu sokakta aldým Baþka yere götürmedi beni yüreðim Uzaktan okþadým tatlý yanaðýný Ve döndüm sýrtýmý incir aðacýnýn cennet kokan soluðuna
“Bulurum elbet” Soracak o kadar insan var ki Þu konuþan kadýnlarda çok meraklý Kesin biliyorlardýr Benim onlara sormamý bekliyorlar Sanki soracaðým soruyu anlýyorlar Belki de seni çok iyi tanýyorlar
Biri daha ben gelmeden gidiyor Ya bir acelesi var Ya da ocakta unuttuðunu anladý yemeðini Estire estire uçuþuyor etekleri Baþýnda yazmasý pek de afili
Mavi demirli pencereden bakýyor meraklý taze Kucaðýnda bir yaþýnda Belki ilk belki ikinci bebesi Biraz da safça bakýþlarýndan belli Soruyorum” Tanýyor musun onu?”
Dudaðý aralanýyor diþlerinin üzerinden Yüzünde ince bir gülüþ belirgince Söyledi söyleyecek derken Ýçimde bir umut ýþýðý belirirken Hah iþte hasret bitti Vuslat yaklaþtý derken Kýrýlýyor kaðýttan kayýðýmýn yelkenleri “ Bilmiyorum” diyor arsýzca Bende dönüp yapýþtýrýyorum cevabý umarsýzca “ Sen ne bilirsin ki zaten!” Gülüyor þakasýna söylediðimi sanarak Ben ise maðlup etmenin huzuruyla ilerliyorum sokak boyunca
Seni bekliyorum o merdivenin baþýnda Elimde küçük bir saksý içinde senin için diktiðim zambaklar Nasýlda kokuyorlar ahh bir bilsen Bilirsin tabi; insan kendi kokusunu hiç bilmez mi?
Þu Marmara’nýn güneþ batýmýna sarýlmýþ haline özeniyorum Belki kýskanýyorum da belli etmiyorum Sýkýca tutuyorum ellerini Rüzgar dolanýyor boynumda Biraz üþüdüm mü ne? Yanaþýp sokuluyorum kuytuna Dalgalar vurdukça sahil boyuna Yosun kokusu demleniyor Üsküdar’da Ve ben daha bir aþkla baðlanýyorum sana...
Kim bilir ezelden ebede bu kaçýncý ayný noktaya bakýþýmýz Seni senle yaþamak bu olsa gerek. Varlýðým varlýðýn uðruna ölümü hiçe sayarken Belki toprak ile hüzün yer deðiþtirecek… ...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ülviye Yaldızlıı Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.