ag
Ahmet A'ğ'bi
Ellerine bir damla kan deðecek bir yerden,
Umursamayacaksýn onu ilk baþta güya.
Þaþkýnlýðýn hüzne dönüþüverecek birden,
Yalvaracaksýn: “Tanrý’m, Tanrý’m herhalde rüya
Görüyor olmalýyým; dayanýlmaz bir türden…”
Öyle bir yük, aðýrlýk binecek ki üstüne;
Sanki günü geceye izlettiren senmiþsin,
Sanki sen çevirmiþsin hayatý bilmeceye,
Sanki kendi sýrtýna yük diye sen binmiþsin,
Son bir kez bakacaksýn suçlu gibi her þeye.
Bin bir düþünce ile gözlerin kapanacak.
Hiç yürümemiþ gibi davranýp ayaklarýn
Yere diz çökecekler; bedenin bir oyuncak
Misali kývrýlacak; yalnýzca kulaklarýn
Belki birazcýk daha iþitecek, duyacak.
Artýk bir insan deðil, bir “ceset” olacaksýn.
Gerçi pek bir farký yok; ha ölü veya diri,
Baþýnda kalabalýk, ortasýnda yalnýzsýn.
Ýçlerinden mutlaka çýkacak bilen biri.
“Ahmet Abi; babasý bir oðlan ve bir kýzýn.”
“Ablacýðým, metin ol her þeyden önce bir kez,
Ahmet A’ð’bi’m yatýyor bir sokak ortasýnda.
Vadesi dolup fermaný okununca herke’z,’
Elbet bir gün gidecek Yaradan’ýn yanýna.
Ýstersen gel gözünle gör abimi, sen, son kez.”
Bir telaþ! Ama duyan sen deðilsin telaþý.
Çýðlýklar yükselecek: “Nerde yatýyor Ahmet?
Bir sokak ortasýnda mý kalacak ‘naaþ’ý?
Ey ölüm, artýk senden nefret ettik be, nefret.
Ahmet’imin eðildi mi þimdi yere baþý?”
Tanýþacaksýn sonra memurlarla, sýrayla;
Ýfadeni alacak yerde yatarken polis,
Bir hemþire sürecek sedyeni, arabaya,
Bir imam yýkayacak: “Cesedi kalmasýn pis!”
Bir kefen dikilecek, ayýrdýðýn parayla.
Önüne musallayý, upuzun serecekler.
Düþecek tabutunun üstüne birkaç yaprak.
Soruya cevapla “Helal olsun!” diyecekler.
Bembeyaz kefenini kirletecek pis toprak.
Ruhunu kemirecek sürüngenler, böcekler.
Ne oðlun ve ne kýzýn, ne de biricik karýn…
Ve hattâ hiçbir kimse ölmeyecek seninle.
Aylar yýllar geçecek, unutulacak adýn.
Yalnýz-bilmem ne zaman-bilmem nerdeki yerde
“Benim dedem olmadý.” diyecek torunlarýn.
06.03.2011
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.