Eski Bir Çay Hikayesi
zakir
Eski Bir Çay Hikayesi
Dökülür bazen alnýna saçlarý Leyla’nýn.
Sulara tarifsiz akþamlar iner.
Mecnun’u vakitsiz bir telaþ alýr.
Damak buran hâller bardaða siner.
Adýna çay denir bu heyecanýn…
Köprüler,
Bildiðin eski köprüler.
Boz bulanýk akar sularý yurdun.
Türk’ün hayalinde altýn türküler,
Gün gelir açýlýr bahtý Kerkük’ün.
Buz tutar hayaller kýþ geceleri,
Çaðýrýr gülmisal Kýzýlelmaya.
Ülkü nazlý gelin,
Duvaðý beyaz.
Sonsuzluk tütüyor aþk heceleri.
Ýmeceye gelmez,
Yürek bütündür.
Çayýmýn buðusu Semerkant’ta naz.
Buhara yýllar var gönülde niyaz.
Titreþir yýldýzlar nihaventte saz.
Buðulanýr gözler,
Gönüller alev.
Türk’ün dünyasýna kalleþlik sýðmaz.
Azerbaycan candan ötedeki can.
Elçibey muhterem ne söylense az.
Turnalar gün gelir sefere çýkar.
Ýpek kanatlarda ülkü türküsü.
Gönül ne fýrtýna dinler ne bora ne kar.
Ülküdür Türklüðün eskimez süsü…
Ankara, 01.08.2012 Ý.K
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.