Ayrýlýk çiçekleri olurdu gelincikler
Hüzün çetrefilli resimler çizerken mevsimlere
Göçmen kuþlar kalkardý sol yanýmdaki kýrýk kalmýþ kýþlarýmdan
Sancýlý sevdalarýn ölüm pýnarlarý kanayarak akardý gözlerinden
Yýldýzlar zamansýz dökülüyordu yapraklarýn üzerine
Yalýn bir yalnýzlýðýn sonbaharý savrulur dururdu
Yüz üstü yürek düþerken topraðýna
Baharlarým en dik bayýrlarýmda açtýrýrdý güz güllerini
Ateþten gömlekler olurdu bayram giysilerim
Karartýlmýþ kentler bir bir yýkýlýrken ellerimde
Þafaklar þimþeklerini saplardý ufuktaki bakýþlarýma
Sarý bir serçe su dökerdi yangýn yeri gözlerime
Son nefesin çarparken ruhuma
Yürek meczup, yüz yorgun
Asýrlýk bir aþkýn çýnar gölgesinde gezer suskunluk
Eksikliðinde dökülürken kelimeler
Kan damlatan bulutlar düþerdi göðüs kafesime
Duman dolusu bir damla süzülürken yanaðýmdan
Ýnce bir keman sesi duyulurdu kýsýr kalmýþ sabahlarda
Yakýlýrdý aðýtlar, þehirleri aleve verirken veda þarkýlarý
Ýncesinden bir IÞIK olurdu düþlerin gözlerimi yakan
Beni üþütürken kavuran, çifte kavruk bir aþkýn masalýnda...