Yüreðinin büyüklüðü kadar sus payý býrak
Anlam yüklemeye baþlamadan kelimelere
Ne tuhaf!
Farklýdýr bu yüzden
Mekan sessiz... Akýl ýssýz... Dil sözsüz... Gönül gözsüz...
Yitip gitmeden zaman büyümek isteðiyle
Dövünür içten içe
Yükseklikten düþme vurucu yabancý süreç sonrasý
Yüzleþmek zor zira
Üzerinden sýyrýlýp tünemiþ alacakara bulutlar
sýrrýyla iz býrakýr
Ýçten içe titreþir gergince çýpýr gözlü yýldýzlar
Üþümüþcesine
Þimdi iki satýr arasýna tutunsam, savrulurum
Uðultulu yitik cümlelerde
Pelteleþmiþ dilimde
Geliþini hatýrlamadýðým türküde iskalanýr’ Heyyamola heyya heyy’
Ondan mýdýr bilinmez, nedensiz büyür umutlarým anlamsýzca baktýðým ölü yüzlerde.
Nöbeti uzamýþ neferin aðýrlýðýna yenilirken iniltili kapaklanýr görüntü kale’m
Sýðýndýðým tek gölgelikti oysa ki !
Alacakara bulutlarýn kaybýyla k(y)ollasam evrenin ak yüzünü
Sýyrýk aþýmý görkemiyle en derinden bir anlýk ’O ’ bakýþý
Bilme artýk; nerede kaldýðýmý
Bilme artýk; dünden yarýna topladýðým bugünümü
Bilme ki; nerde kaldý
son vedaya sancýlý hükümsüz dönümlerde, mavili gündönümü...
Nezahat YILDIZ KAYA