Yaşamaya Dair - II
Diyelim ki, aðýr ameliyatlýk hastayýz,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün deðilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceðiz anlatýlan Bektaþi fýkrasýna,
hava yaðmurlu mu, diye bakacaðýz pencereden,
yahut da sabýrsýzlýkla bekleyeceðiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüþülmeye deðer bir þeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanýp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hýnçla bileceðiz bunu,
fakat yine de çýldýrasýya merak edeceðiz
belki yýllarca sürecek olan savaþýn sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaþýmýz da elliye yakýn,
daha da on sekiz sene olsun açýlmasýna demir kapýnýn.
Yine de dýþarýyla birlikte yaþayacaðýz,
insanlarý, hayvanlarý, kavgasý ve rüzgarýyla
yani, duvarýn ardýndaki dýþarýyla.
Yani, nasýl ve nerede olursak olalým
hiç ölünmeyecekmiþ gibi yaþanacak...
1948
Sosyal Medyada Paylaşın:
Nazım Hikmet Ran Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.