KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez, /daðlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile eriþemeyecekti.
Kaðnýlar yürüyordu yekpare meþaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayýn altýnda dönen ilk tekerlekti.
Ayýn altýnda öküzler
baþka ve çok küçük bir dünyadan gelmiþler gibi
ufacýk kýsacýktýlar
ve pýrýltýlar vardý hasta kýrýk boynuzlarýnda
ve ayaklarý altýndan akan
toprak,
toprak,
ve topraktý.
Gece aydýnlýk ve sýcak
ve kaðnýlarda tahta yataklarýnda
oyu mavi humbaralar çýrýlçýplaktý.
Ve kadýnlar
birbirlerinden gizleyerek
bakýyorlardý ayýn altýnda
geçmiþ kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadýnlar
bizim kadýnlarýmýz:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamýz, avradýmýz, yarimiz
ve sanki hiç yaþanmamýþ gibi ölen
ve soframýzdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve daðlara kaçýrýp uðrunda hapis yattýðýmýz
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koþulan ve aðýllarda
ýþýltýsýnda yere saplý býçaklarýn
oynak, aðýr kalçalarý ve zilleriyle bizim olan
kadýnlar,
bizim kadýnlarýmýz
þimdi ayýn altýnda
kaðnýlarýn ve hartuçlarýn peþinde
harman yerine kehriban baþlý sap çeker gibi
ayný yürek ferahlýðý,
ayný yorgun alýþkanlýk içindeydiler.
Ve onbeþlik þaraplenin çeliðinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayýn altýnda kaðnýlar
yürüyordu Akþehir üzerinden Afyon`a doðru.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Nazım Hikmet Ran Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.