nehir bulanýktý ve çokça yaðmur düþüyordu
þehrine el/alemin...
tanýdýk þarkýlarýn on sözü gibiydi
sabýr tepiniyordu
ortasýndan köpürtülmüþ küfürler
dökülüyordu
gül goncasý aðzýnýn kýyýsýndan…
“hangi inanca sakladýnýz günahlarýnýzý
ve þeytanýn dölledigi olmayan aklýnýzý“
maðlup ve utançlarýnýn dipsiz karanlýklarýna
sesleri gömülmüþ ölü diþiler
mezarlýðýnýn sahipleri
susuyordu…
aç býrakýlmýþ kelepir fiyatýna
kader zincirlerine
kutsal törenlerde ilmiðinde bakire
yazýlan altýn yaftalar…
nehrin dibine düþüyordu çýðlýklarin taþlarý
içinden sökülüyordu
kan pýhtýsýndan beri taþýdýðý can…
keskin bir býçaðýn ucuna dokunuyordu þehir
nehir geçiyordu yaðmuru bereli, çamurlu
acýlardan…
YILDIZ