küflü sabaha demir attý gün gölgemi aðlatan meneviþ aðaçlarý suskun buhurdan nefesini üflerken gök ateþi düþtü topraðýn...
yalnýz uçmak okyanusta yalnýz yelken açmak kadar tehlikelidir söylemiþtim kuþlara dinlemediler gidip bilinmedik bir sokaðýn baþýnda, sivri uçlu bir mýzraðýn alnýnda kanadýlar...
kötürüm bir masalý anlatmaktansa, çocuklarý uykusuz býrakmak evladýr gelgelelim bunu aðzý buruþuk nineler nereden bilsinler (onlarýn bildiði her masal gerçek , her kahraman iyiydi) uyuyan yiðitleri, uyuyan güzelleri, leþ kokan baðrýna bastý iblis döl yataklarý kurudu denizlerin, bulutlara baþ kaldýrdý asi martýlar
yine de... zaman terse dönmüþse bir kere nafiledir çýrpýnmak, dönen çarkýn diþlilerinde... tarih kan damlayan mürekkebini damýtýrken dudaðýmýza siyah güllerle süsler, sömürülen gamzelerimizi güneþsiz baharlara açar, karanlýða kurban çocuk ellerimiz
kýrlangýç yuvasý kirpiklerimi kim çaldý? her baktýðýmda yaralý bir nehre akýyor kollarým isli þehirlerin dar sokaklarýnda sarhoþ gölgeler annesiz günlere el açýyor, miadý dolmuþ zaman
öyleyse býrakalým kangren kusan parmaklarýmý emsin aç çocuklar//