her günün sonunda çekilirken yuvasýna gün ýþýðý köprülerin gölgesi yarýyor martýlarýn ak kanadýný
boþalan can yýðýnlarýndan salkým saçak buzullarýn soðuk suyu akýyor damla damla gece yarýsý parçalar fýrlýyor gökkuþaðýndan kapatýnca bu yakayý karanlýðýn sesi adeta kopup göðün ardýndan saldýrýyor yýldýzlar caddelere sokaklara
çocukluðumda süt beyaz þeker kaðýdýna sarýlý altýn deðerlerin kokusunu alýyorum yarý yanýk uçuþan külleri savruluyor rüzgâra çöp yýðýnýndan gömülmüþ þeffaf zamanlar tabutlarýn içine diri sokak çocuklarý topluyor ölülerini anýn her birinin elinde yanýk izi
masumiyetin koyu derilisi tükürüp balgamýný kazýyor dilini çelik tellerle kanýyor dinmesiz yüzleri gencecik bahar içleri güz sevaplar varoþlarýn su birikintilerinde yýkanýyor kullanýlmýþ sularda durulanýp arýnýyor çaresiz
mütemadiyen kaçýþýr siluetler birbirinden oysa eksilen ayný zaman çoðalarak gözde yaþý akýyor bir yere düþünmeden rengini dökülenin kaç duraða mýhladým noktalarýmý böyle kim bilir yada hangi köþe baþýnda kaç yürek unuttum ve unutuldum ben kuytusunda gölgelerin
‘O mu? o ise yaptýðýndan beri büyük abdestini dibine aðaççýklarýn gören olmadý kendisini sol yanýmýzda koca bir boþluk kalacaðý bir daha söylenseydi çocukluðumuzda ellerimde ateþ saçan sopayla kendi adýma kovalamazdým vallahi
Blackless Sosyal Medyada Paylaşın:
Blackless Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.