kanýyorum her harf isyankar bana kelimeler yaðlý urgan gibi geçiyor boynuma çarpmýyor kalbimin duygu dolu týnýsý sýzlýyorum bugün
issot acýsý sürülmüþ gibi yanýyor dilim sen diyemiyor aczimden sabýr dualarýna sýðýnýyorum inat etti avucuma bir damla yaþ bile býrakmýyor gözlerim
cam kýrýðýnda gezmiþ ayaklarým kanýyor karþý tepelerin ilk ýþýklarý gibi düþüyorsun gönlümün zirvelerine doðan günle yavaþ yavaþ baþlýyor sensizliðin ayak sesleri güle bakýyorum boynu bükük bülbülün ise kanadý yanýna düþmüþ kokusunu özlediðim meltemler yok soðuk duruyor rüzgâr o bile kabullenmiyor mesafeleri
nefesinin mis kokusunu karýþtýrdýn çürümüþ ayva kokusu nefeslere kim bilir.. diyorum kendi kendime kim bilir.. tövbelerde kalmýþtýr belki ihanetin acýsýndan secdelerdedir belki de oysa ki yorgun kollarda kaldý geçen geceden kendine yalancý bedenin hiç sanmam piþmanlýk duyupta titrememiþtir tenin
bülbüllerin figan saati de bitti yine açýk avuçlarým doðan güneþe inat hala fecre kafa tutuyorum kaybolan geceden uykusuz yorgun çýkýyorum biliyormusun en çok kuþluk vaktinde aðardý saçlarým gece elini ayaðýný çekerken günden bir þeyler koparýp götürdü hep içerimden
gönül yorgunu dað oldu sen gittiðinden beri ipini çözdü kimsesizlik bir çise yaðmur olur olmaz geziniyor gözlerimin saçaklarýnda her damlasý bir ünleme dönüþtü her damlasý bir soru iþareti satýr baþýný isyan iþgal etti yaslarým eðer Ferhat duysaydý böyle terk etmelerin billahi delmezdi daðlarý inadýna üstüne yýðardý bütün kayalarý hakketmediðin bu sevginin.
resmettiðin mutluluk tablonda fýrça izleri kaldý gizlemiyor gölgeler çirkinliklerini dökülüyor her dokunuþunda yüzünün köhnemiþ rimelleri sen gamlý hazanlarla gülünü soldurdun þimdi çalýyor her yerde notasýnda sus olmayan yalnýzlýk senfonileri az kaldý can evinden vurduklarýnýn çok yakýnda salasý kaplayacak minareleri