Her þey Adem ile Havva’nýn Ýblis’e uyup, Yasaklý yiyeceði yemesiyle baþladý, O gün bu gündür aþk ateþine düþenler, Cehennem azabýný dünyada yaþýyorlar...
Cin Ali, cinlik yapýp komþu kýzý Ayþe’ye gönül baðlamasaydý, Aðýzlarda sakýz olup, dillere de düþmeyecekti, Zayýf, çelimsiz, bacak kadar bir çocuk olduðuna bakmayýn, Yüreði daðlar gibi büyük, duygularý kabarýk bir denizdi sanki, Garibim, yemeden içmeden kesildi, Hint fakiri misali bir deri bir kemiðe döndü, Teselli vermelerimiz boþunaydý, “Vazgeç oðlum bu kara sevdadan, Aklýný baþýna topla, kendine yazýk ediyorsun .” Dediysek de söz dinlemedi deli gönlü, Ýçi hayal dolu bir düþünceyle yaþadý durdu aylarca, Karþýlýk göremeyince de bir piç gibi ortada kalakaldý...
Sokaktaki evlerin kapýlarýna, bahçe duvarlarýna, Asfaltlara, aðaçlara,sýnýfýn kara tahtasýna, Bu da yetmezmiþ gibi, kuþlarýn kanatlarýna, El ilaný yapýþtýrýr gibi, “ Ali Ayþe’yi seviyor” diye yazdý, Ah deli oðlan, kendi kuyusunu kendi elleriyle kazdý, Mahalle baskýsýna daha fazla dayanamayýp, Bir hafta içinde baþka bir semte taþýnmak zorunda kaldýlar, Bu masal da, böylece hicranla noktalandý...
Anamýn inancýna göre, komþu kýzýný sevmek, kocaman bir ayýptý, Telafisi olmayan yasaklanan bir günahtý, Her þeyden önemlisi mahalleye rezil olmak vardý, Ne zaman sokaðýmýza yeni birileri taþýnsa, Anam fetvayý verirdi: “ Oðlum, komþu kýzlarýna sakýn yan gözle bakma, Onlar senin kardeþin, Yoksa, sütümü sana helal etmem!”
Bir süt davasýdýr yýllarca sürüp gitti, Komþu kýzlarýný kardeþ kardeþ sevmeye devam ettim, Hele içlerinde birisi vardý ki, Baþýmý nereye çevirsem, Hayali sanki capcanlý karþýmdaydý, Ne zaman sokaða çýksam, Gözlerim o komþu kýzýný arardý...
Yüzü ýþýl ýþýl, ay gibi parlaktý, Bazen bir þelale olur çaðlar, Bazen kavurucu bir güneþ gibi yakardý. Pamuktan daha yumuþaktý elleri, Dalgalý saçlarý, simsiyah gözleri vardý. Her gördüðümde aklým baþýmdan gider, O’nu düþünmekten, gecem gündüzüme karýþýrdý, Ýþte o an, yüreðim sanki yerinden fýrlardý, Her an infilak etmeye hazýr, kurulu bir saatli bomba misali, Patlamaya da, küllerimi gökyüzüne savurmaya da hazýrdým, Gönlüme çeþnili, bol acýlý ýzgara, Yanýnda da tatlý niyetine sunulan, dinamit lokumu yerleþirdi sanki...
Filmlerde izlemiþtim, foto romanlarda okumuþtum, Bunun adý “ aþk” tý... Ama ben bu duygunun adýný bir türlü koyamýyordum, Mahallenin diline düþmek de vardý, Korkardým... Onu uzaklardan seyreder, böyle de mutlu olurdum, Ah þu namus bekçisi anam iþlerime karýþmasaydý, Gönül bahçem güllük gülistanlýk olabilirdi...
Ýlgi duyuyorum ya kýza, Derken, kýzýn anasý çözmüþ þifreyi, Çaðýrttý bir sabah beni evlerine, Baþladý inceden inceye pazarlýk etmeye, Araþtýrmýþ, iyi, temiz bir çocukmuþum, Beni oðlu gibi sevmiþ, güveni sonsuzmuþ, Kýzýyla arkadaþlýðýmý devam ettirmem için, Bir tek þartý varmýþ, Uzattýðý evraklara imza atarsam, Kýzý benim olacakmýþ, Þöyle bir evirdim çevirdim yazýlanlarý, Anlamadýðým bir sürü hukuki terim, Yaþýmýz tutuyor ya, bassam imzayý,baðlar yedi sülalemi de, Dedim ki, “Bir araþtýrayým, neyin nesiymiþ bu yazýlanlar.” Birden deðiþti kadýnýn ruh hali, sanki yerine baþka birisi geldi, Biraz da tehditkar bir tavýrla dedi ki : “Tamam sana üç gün müddet, imzayý attýn attýn, Atmazsan, rüyanda görürsün kýzýmý”
Sanki nikah defterine imza atýyoruz, Bas imzayý, götür iþte çýtýr kýzý, Araþtýrdým, sordum soruþturdum yazýlanlarý, Kefillik içinmiþ kaðýtlar, Ulan zaten aldýðýmýz kaç kuruþ, Ceketimi satsam para bile etmez, Sultan Murat kimseyi dinler mi? Kendi kuralýný kendisi belirler, Kahpeye çektim o anda restimi, Kýrýlacaksa da kýrýlsýn gönül testisi..
Dedim ki : “ Çok konuþma zilli, Sevginin pazarlýðý mý olur? Sevdik mi adam gibi severiz, Þartýmýz þurtumuz olmaz, Bizde kiralýk sevda bulunmaz, Senin kapýnda köpek gibi yaþayacaðýma, Sevdamý içime gömerim, Baþýmý da alýr, gerekirse çok uzaklara giderim, Þunu bil ki, kýzýn baþ tacým, biricik aþkým, Kendine acýmýyorsan, þu masum, günahsýza acý, Bu ne biçim çirkin bir pazarlýk, Olmaz olsun böyle analýk.” Sonra da, arkama bile bakmadan, orayý terk ettim...
Büyük konuþmuþum, Bu acý hiçbir þeye benzemezmiþ, Tarifi çok zormuþ, ancak yaþayan bilirmiþ, Sanki ciðerleri oyuk oyuk oyuluyor insanýn, Bütün derileri býçakla yüzülüyor, Bir ateþ ki sormayýn, her bir yeri alevler sarýyor, Beden de ruh da cayýr cayýr yanýyor...
Sevdaya düþmüþüm ya bir kere, Kolay mý ki, bir çýrpýda her þeyi unutmak, Ayaklarým gidip gidip geldikçe evlerinin önüne, Baþýmý her çeviriþimde bakýyordum camlarýnýn perdeli köþesine, Kahretsin! Ýçimde yaþýyordu ama, kendisi camda da balkonda da yoktu, Söz verdim ya bir kere, unutacaktým, Mecbur kalýp bastým gönlüme freni, Altýna çiþini yapýp donunu saklayan suçlu çocuklar gibi, Baþýmý önüme eðip, Her defasýnda kan ter içinde kalýyordum geçtiðim yollarda...
Sonra bir sabah baktým ki,camlarýnda perdeler yok, Kapý pencere açýk býrakýlmýþ, kimsecikler yok. Apar topar, üç aylýk kirayý bile ödemeden, Kaçarcasýna çok çok uzaklara gitmiþler...
Yýllar sonra öðrendim ki, Anasý olacak kancýk, borçlarý karþýlýðýnda, Satmýþ kýzýný bir baþkasýna, Bir süre sonra analý kýzlý, düþmüþler kötü yola, Ýþte beni yakan budur! O kýzý kurtarabilirdim…
Yýllar geçti geçmesine de, Bende depderin izi kaldý, Nerdedir þimdi, ne yapýyordur? Evlenmiþ midir, Evlendiyse, kocasýyla mutlu mudur? Yoksa, Allah korusun, baþýna bir iþ gelip de, Bilinmeyen bir çukura mý atýlmýþtýr?
Þimdi zavallý, kimsesiz, Boynu bükük birini görsem, Aklýma gelir, Bir zamanlar aþýk olduðum komþu kýzýnýn, Iþýl ýþýl parlayan, bana neþeyle gülümseyen simsiyah gözleri...
Kalbim o tarihten sonra bir daha ayný heyecanla atmadý, Duygularým o zamanki gibi coþkuyla çaðlamadý, Avuçlarým eskisi gibi terlemedi, Anladým ki ,insan herkesi ayný ölçüde sevemiyor, Herkes komþu kýzý gibi sevilmiyor.
Vecdi Murat SOYDAN (Yaþanmamýþ Aþklarýn Þairi) 31/03/2012- Saat : 23.41- Isparta
Sosyal Medyada Paylaşın:
Yaşanmamış Aşkların Şairi Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.