BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 30
bu kez
Seyit’i askýdan indirdiler
falakaya yatýrdýlar
ayaklarýnýn altý
patlayýncaya kadar
meþe odunu sopasýyla
vurdular
arada bir durup
kendi aralarýnda konuþuyorlardý
tok sesli olan
devrem, dedi
ben bu gece sabaha kadar
bu Rus tohumunu öldürmeden
durmayacaðým
sabahleyin de bunun leþini
koyduðumun amirin önüne koyacaðým
orospu çocuðu
kendi adamlarý olunca
dayanamýyor
hemen içeri gelip
neþemize limon sýkýyor
yerde yatmakta olan Seyit’in üzerine eðilip
evet, Seyit efendi
ölümün yaklaþýyor
bu gece
seni öldürmeyi düþünüyordum
ama þu anda vazgeçtim
göz altý sürenin dolmasýna
daha on yedi gün var
nerden baksan
on gün daha elimizdesin
tatmadýðýn iþkenceleri de
tattýracaðým sana
yerinde olsam
konuþurdum
sorulanlara cevap verip
kurtulurdum…
askeri cuntanýn
göz altý süresini
otuz güne çýkardýðýný biliyordu
iþkenceci kendisine
henüz on yedi günün var
dediðine göre
on üç gündür buradaydý
babam haber almýþtýr þimdi, dedi içinden
belki de
birilerini devreye sokmuþtur
en azýndan
kesinlikle bir avukat tutmuþtur
yoldaþlarým dudu mu acaba
ablam duyurmuþtur onlara da
ya Esma?
güzel gözlü kýz nerededir þimdi?
kendi kendisiyle konuþmayý sürdürdü
o böyle hayallere dalmýþken
iþkencecilerin sorduklarýný
konuþtuklarýný
duymuyordu bile
demek ki, dedi içinden
aþk nasýl güçlü bir duyguymuþ ki
ve Esma
gönlüne nasýl taht kurmuþtu ki
þu koþullarda bile
iþkence altýnda
onu düþünmekten
alýkoyamýyorum kendimi
onun da istediði
bu deðil miydi?
dünya görüþümden dolayý
devrimci oluþumdan
iþçiden ve köylüden yana olduðumdan
iþkencedeyim
direneceðim
direnmeliyim
partim
örgütüm
ve Esma için
devrimci duruþumu
ve direncimi
ispat etmeliyim
iþkencecilerin ikisi
tutup kollarýndan Seyit’i
ayaða kaldýrdýlar
yürümesi için zorladýlar
ayaklarýnýn altýnýn derisi
sopa darbesinden patlamýþ kanýyordu
ne kadar istese de Seyit
üzerine basamýyordu
yerden sürükleyerek
baþka bir yere götürdüler
ýslak ve tuzlu bir zeminde
döverek
zorla yürüttüler
patlamýþ kanlý derisiyle
tuzlu yüzeye bastýkça
sanki
binlerce keskin cam parçasýna
basýyormuþ gibi
sanki
keskin býçaklar üzerinde
yürüyormuþ gibi
ayaklarýnýn acýsýný
ta yüreðinde duyuyordu
bütün gücü
ve iradesiyle
dayanmaya çalýþýyordu
sonra aklýna
ince demir çubuk üzerinde uzanan
Hint fakirleri geldi
sonra
çocukken köyde
yaþlýlardan duyduðu
ateþler üzerinde yalýnayak yürüyen
keramet sahibi
evliyalar
pirler
erenler geldi
demek ki, dedi
burada bir baðýþýklýk söz konusu
zorlarsam kendimi
ayakta tutarsam irademi
alýþýrým
tuzlu su iþkencesine belki
ama öyle olmadý
daha fazla dayanamadý
ve iki iþkencecinin kollarý arasýnda
bayýldý
kendisine geldiðinde
ayný ýslak zemin üzerinde
gözleri baðlý yatýyordu
tüh, tüh, tüh
seni ne hale getirmiþler böyle
diyen bir sesi duydu
tanýdý
daha önce kendisine
çok iyi davranan amirdi
amir devam etti
ne dedim hemþehrim ben sana ya
abuk subuk
bir iki yalan uydur
katýldýðýn
bir iki eylemin adýný ver
tanýdýðýn
bir iki devrimcinin adýný söyle
yoksa da uydur birkaç tane
kurtul
rahat et
sen de
ben de
Seyit
yattýðý yerden
bitkin bir sesle
ne o iþkenceci köpeklerine
ne de
iyi adam rolünü oynayan
senin gibi
sahte bir hemþehrime
verilecek hesabým
edilecek itirafým yok benim
amir
yerde kývranmýþ yatan
Seyit’in karýn boþluðuna
rast gele tekmeler savurdu
küfürler ederek
tehditler savurarak
konuþtu
peki, sen bilirsin orospu çocuðu, dedi
daha ne kadar
dayanabileceðini sanýyorsun
buradan sað çýkmayý düþünüyorsan
aldanýyorsun
tabi itiraf etmezsen eðer…
itiraf et
anlat bildiklerini
söyle o isimleri
imzala ifadeni
çýk git buradan
en kötü ihtimalle
tutuklanýp cezaevine gidersin
ama hiç olmasa orada
arkadaþlarýný
ve görüþüne gelecek olan
anneni
babaný
akrabalarýný görürsün
sen konuþmayýp sustukça
sorulanlara cevap vermedikçe
buradan çýkamazsýn
buradan çýkmadýkça da
baban dýþarýda
deðil üç gün
yüz üç gün de beklese
görüþemezsin, diyerek
Seyit’ öylece býrakýp gitti
Seyit,
yeni bir bilgiye eriþmiþti
babasý buradaydý
gelmiþti
ve iþkenceci amir
belki de kendisini etkilemek için
böyle uyduruk bir haber vermiþti
duygusallýða yer yok, dedi içinden
baban da olsa
dýþarýda bekleyen
direniþini sürdüreceksin
ayakta kalýp
bedelini ödeyip
günü geldiðinde
özgürlüðüne kavuþunca
herkesi
istediðin kadar
nasýlsa göreceksin
ne kadar daha zaman geçti
kestiremiyordu
iki iþkenceci yeniden gelip
Seyit’in kollarýna girdi
kelepçelerini çözüp
sürüyerek
alt kattaki hücreye atýp gitti.
DEVAM EDECEK...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Hüseyin Akdemir Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.