El-Aliyy
Yüceliðin kaynaðý, ulûhiyet sahibi,
Bizatihi uludur, asla yoktur naibi.
Zamansýz ve mekânsýz, ulvi saltanat kýlan,
Ýhtiyaç duymaksýzýn, varlýðý vacip olan.
Yalnýz kendine özgü, ulvi yücelik katý,
Böylece müstaðnilik, onun zati sýfatý.
Bunun dýþýnda kalan, her þeyiyle susuz, aç,
Onun cömertliðinin, illa feyzine muhtaç.
Bunun hakikatini, bilmeyen veya bilen,
Ulviyeti isteyen, her þeyde zuhur eden.
Beka özelliði tek, kudretiyle kuþatan,
Layýk olan kulunu, rütbelerle donatan.
Bu anlamda “El-Alîyy” birliðin çokluðudur,
“Ahadiyetül cem’de” çokluðun yokluðudur.
Bunu dünyalýk için, isteyen belki alýr,
Fakat birçok hayýrdan, mahrum ve mahcup kalýr.
Taklitlerle bezenen, kula “efendim” diyen
Hakkýn istemediði, yalan elbise giyen,
Hiç kimse hiç kimsenin zatýný yüceltemez,
Belki gözünde büyür, buna “Alîyy” denemez.
Tasavvurdan münezzeh, akýllar kavrayamaz,
O bir gönlü kaplar da, gönül de anlayamaz.
Vasfedemez hiçbir dil, söz ile Dilara’yý,
Zevk etmekten öteye, geçmez aþýðýn payý.
Kula en büyük rütbe, kulluðunu bilmesi,
Ulviyete erse de, tenezzüle inmesi.
Rabbim yüceltse bile, þu faniden katýna,
Aþaðý refh etse de, layýk etsin Zat’ýna.
21.02.2012…Mustafa Yaralý
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.