BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 7

Ve bombalamalar
ve kahve taramalar
ve faili meçhul cinayetler
artarak devam ediyordu.
O yýlýn mart ayýnda
görevdeki genel kurmay baþkaný
yaþ haddinden görevinden çekildi
ve yerine
ordunun baþýna
gelmiþ geçmiþ
adý idamla
iþkenceyle
ölümle anýlacak
en büyük baþ belasý
Kenan Evren gelmiþti.

savcý Doðan Öz Ankara’da
Server Tanilli Ýstanbul’da
belediye baþkaný Malatya’da
suikasta kurban gitti.
Server hoca
çok þükür ölmedi ama
felçli biri olarak
tekerlekli sandalyeye
mahkum kaldý.

Balcý’nýn oðlu Seyit
lisenin son sýnýfýndaydý
babasýna söz vermiþti okuyacaðým diye
yine de aklý
Malatyalý Esma’daydý.
dernekten bir arkadaþý
Seyit’in ablasý gilde kaldýðýný
ve kendisinin
bir evinin olmadýðýný biliyordu.
Bak, dedi Seyit, dinle beni
bizimkiler ve üç ayrý örgüt daha
birlik oldular
ve buralara yakýn bir yerde
hazine arazisi üzerinde
bir mahalle kurdular.
el birliði ile gecekondular yapýp bitirecekler
ve bunlarý
ihtiyacý olan
evi olmayan

yoksul
iþçi
emekçi
ve devrimci halkýmýza verecekler.
Ýstersen sen de bir giriþimde bulun
alýn bir gecekondu ablanla
veya bir arsa
fenamý olur bir eviniz olsa?

Hemen o gün
arkadaþýyla birlikte
söz konusu mahalleye gittiler
gördüler ki orada
bayaðý bir mahalle kurulmuþ
koskoca bir tepe ve yamacý
dereye kadar
evlerle, gecekondularla dolmuþtu.
Bu iþlere bakan bir komite vardý
ve bu komite
her þeyden sorumluydu.
mahallenin adýný da koymuþlardý
kendi aralarýnda
1 mayýs mahallesi diyorlardý.
Burasý yoksul insanlarýn yaþadýðý bir yerdi
ve kendi söylemleriyle
kurtarýlmýþ bölgeydi.
Elektrik kaçak da olsa baðlanmýþtý
ama su yoktu
ve yollar yapýlmamýþtý.
Seyit,
tepede
komite üyelerinin olduðu binaya vardý
ve Þükrü abisini hemen tanýdý
örgüt gecelerinde ve eylemlerde
çok karþýlaþmýþtý
Þükrü yoldaþýna meramýný anlattý
ve o günün sonunda
akþama doðru
Seyit
ablasý gile giderken
gururlu ve sevinçliydi.

Artýk bir gecekondularý vardý
durumu ablasý ve eniþtesine anlattý
bu gecekonduyu sizin için aldým dedi
buraya uzak biliyorum
þimdilik gidemezsiniz
ama oralar geliþince
taþýnýr veya kiraya verirsiniz
hem dünyanýn iþi belli mi olur
bakarsýnýz günün birinde
babamlar da buralara gelirler
hiç olmasa kiralarda sürünmezler.
Ama önemli bir þey daha var
orada herkes kendi gecekondusunu bekliyor
herkes evine sahip çýkmak zorunda
sahipsiz kalan kondularý
komite bir baþkasýna verebiliyor.
þimdilik bana bir hafta süre tanýdýlar
ama bir hafta sonra
bekleyen biri yoksa
gecekonduyu baþkasýna verilmek üzere
bizden alýrlar.
Yani bir çaresini bulun
ve bu eve sahip olun.
Evin yeri çok güzel
kocaman da arsasý var.
Eniþtesi ve ablasý
geç vakte kadar düþündüler
ve sonunda çaresini buldular.
Bir dedesi vardý eniþtesi Süleyman’ýn
kalýyordu köyde
biraz yaþlýydý ama
oldukça da zinde.
Müslüm dede
kafasý çalýþan biriydi
hiç köyden çýkmamýþtý
ama
yýllarca üç köyün muhtarlýðýný yapmýþtý.
Köyün havasýný
köyün suyunu
taze yaðýný
çiçek balýný
ve daðýný
ve yaylasýný
asla býrakýp gitmedi.
Ve oðlunun da
köyden çýkýp
kasabaya gitmesini engelledi.
Þimdi artýk
köyle ve köylüler deðiþtikçe
ýssýzlaþtýrýp gurbetlere gidince
Müslüm dedenin de artýk
tadý tuzu kalmamýþtý
ve bu yüzden o yýl ilk defa
yaylaya çýkmamýþtý.
Akranlarý bir bir
onu terk edip giderken
Müslüm dede
koskoca köyde
neredeyse
tek baþýna kalmýþtý.
Onu istanbul’a getirmek iyi bir fikirdi
ve Seyit’in eniþtesi bu fikrini
hemen harekete geçirdi.
Ertesi gün iþ yerinden
üç gün izin aldý
bir de hafta sonu eklenince
önünde tam beþ günü vardý
atlayýp otobüse
memlekete gitti
iki günde Müslüm dedesini ikna edip
birlikte
Ýstanbul’a geri döndü.
Yirmidört saat süren yolculukta
Müslüm dede
öldü öldü dirildi.
Ne bitmez bir yoldu bu
üstelik
susuzluktan ölüyordu.
Yol boyunca
içtiði hiçbir suyun tadýný beðenmedi
yine de
þiþeler dolusu suya
bana mýsýn demedi.
Eve geldiklerinde
Gülten geline
nasýlsýn diye bile sormadan
bana bir bardak su, diyebildi
gelen su bardaðýný
aðzýna yaklaþtýrýrken daha
yüzünü ekþitip geri çevirdi
bu su kokuyor, dedi.
Þehrin klorlu suyunu anlattýlar Müslüm dedeye
o, hiç birini dinlemedi
bana su gibi su getirin, dedi.
Çaresiz kalan Süleyman,
yakýnlardaki bir lokantadan
þiþelenmiþ memba suyu almasý için
Seyit’i gönderdi.
sabaha kadar yeter diyerek
alýnan on þiþe su
bir iki saat içinde
tükeniverdi.
Bu bölüm
daðlarýn
yaylalarýn efendisi
topraða kök salmýþ bir kýr çiçeðine benzeyen
Müslüm dedenin
topraðýndan sökülüp
Ýstanbul’a
sürgüne gönderilmesinin öyküsüdür.

Ertesi gün
torunu Süleyman ve gelini Gülten
Müslüm dedeye durumu anlatýp
rica ettiler.
Müslüm dede,
torunu þu gurbette
bir ev sahibi olacaksa
ona caným feda, deyince
birlikte çýkýp
1 Mayýs mahallesi’ne gittiler.
Minibüs yolculuðu
araçlarýn çokluðu
þehrin gürültüsü
ve insan kalabalýðý
Müslüm dedenin aklýný karýþtýrdý
dili damaðý kurudu yine
neyse ki gelini Gülten
bol þiþe suyu alýp doldurmuþtu sepetine.
Müslüm dedenin bekleyeceði ev
iki gözlü bir damdý
çatýsý da vardý
ama tuvaleti dýþarýdaydý.
anlattýlar her þeyi kendisine tek tek
sonra komitenin yanýna giderek
tanýþtýrdýlar kendisini.
ihtiyacý olacak her þeyi aldýlar
ve Müslüm dedeyi
gecekondudaki ilk gecesiyle
baþ baþa býraktýlar.
Ufak tefek eþyalarý vardý
çaydanlýðý
bardaðý
tabaðý
küçük tüpü
þekeri
tuzu
ekmeði tamamdý.
Her þey ona basit gelmiþti
ama yataðýný çok beðenmiþti
yorganý da
döþeði de memleket iþiydi.
Ýlk gecesinde
sabaha kadar
ýþýðý söndürmedi
zaten gözüne de uyku girmedi.
Ertesi gün yanýna gelen torununa
bana acele bir radyo getir dedi
ben burada tek baþýma
kafayý yerim
bir radyom olursa
hiç olmasa
memleket türküleri dinlerim.


DEVAM EDECEK...
Sosyal Medyada Paylaşın: