SİVASLI KARINCA
Koca Kýzýlýrmak köpüre köpüre
Akýyordu,
Bir telgraf direði dibinde,
Zamanlar kadar telaþsýz ve köpüksüz,
Yürüyordu,
Sivaslý bir karýnca.
Karþý kýyýdan parlak,
Kiþniyordu,
Atlar doru doru,
Atlarýn þarkýsýndan ayrýlmýþ,
Yürüyordu,
Atlarýn mesafesini anlamaz.
Sesi, adýmlarýnýn sesi, memnun ve bahtiyar,
Duyuluyordu,
Kahraman.
Bir açlýðýn ayaklarýnca aziz,
Yürüyordu
Yeryüzünden.
Rahat gidiþinden belli,
Biliyordu,
Daðý, suyu, otlarý, lezzetle.
Baþka karýncalardan kopmuþ,
Yürüyordu,
Baþka karýncalara.
Gayretle, çalýþmakla, yorulmazlýkla,
Benziyordu,
Afrika’dakine, Çin’dekine, Paris’tekine,
Kara topraðýn alný üstünde, kara,
Yürüyordu,
Alýn yazýsýndan daha hür.
Yoktu fikirlerden, davalardan haberi,
Yürümüyordu,
Rüyasý hiç.
Buðday tanesi üzre,
Yürüyordu,
Sivaslý bir karýnca.
Sosyal Medyada Paylaşın:
Fazıl Hüsnü Dağlarca Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.