MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Özgür diyor ki;
kırım

Özgür diyor ki;



Adam elinde ki içki kadehini sallayarak makineli tüfek gibi anlatmaya devam ediyordu…’Bizim zamanýmýz böylemiydi, yüz binler alanlarý dolduruyorduk. Birde þimdiki gençliðe bak! ’ Bu konuþma oldukça beni sýkmaya baþlamýþtý. Buradan ayrýlmak için bahane yaratmaya çalýþýrken ikinci katta ki odanýn kapýsý açýldý…

Tam da o arada baþýmý yukarý kaldýrdýðýmda onu gördüm. Genç delikanlý aðýr adýmlarla odanýn kapýsýndan birkaç adým ilerledi ve olduðu yere çömeldi. Yüzüne dökülen saçlarýndan gözlerini görmesem de sabit bir noktaya baktýðýný biliyordum… Kapý aralýðýndan azda olsa duyabildiðim þarký sesi gurup yorumun ‘madenci’ þarkýsý olduðunu hemen anlamýþtým.

Ýndim maden ocaðýna kara elmas diyarýna
Yeryüzü sýcak olsun diye dost
Yýllar boyu kazma salladým buskunca bu zindanda
Çocuklarým gülsün diye dost
Oysa bizim evde gülen yok
Yürü derler yürü derler açlýða yürü derler
Kara elmas tabut olmuþ gerekirse ölün derler
Günü gelir utanmadan aðlaþana gülün derler
Yalanlara artýk sabrým yok
Bugün maden ocaðýna kara elmas diyarýna
Ýnmedik selam olsun sana dost
Ölesiye ýþýk hasretiyle solmuþ bu yüzlere
Grev grev güneþ doðmuþ dost
Artýk kaybedecek birþey yok
Yeraltýnda ezilenler yeryüzüne seslenirler
Madenler bizim derler gerekirse ölüm derler
Günü geldi grev derler dost
Artýk kaybedecek birþey yok
Zonguldak Yerin derinliklerinden geldiler
Ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltý güneþiyle
Ne kadar diplere bastýrýlsa
O kadar boðulmak bilmez yankýsýyla yüreklerinin
Aðýr aðýr geldiler
Sonra hergün geldiler artarak geldiler
Kadýnlarý çocuklarý ve alkýþlarýyla
Yoðurt mayalar gibi geldiler
Piþkin ekmekleri bölüp de paylaþýr gibi
Su gibi ateþ gibi Her gün yeni aðýzlar eklendi aðýzlarýna
Yeni yollarla tanýþtý ayaklarý
Her gün yeni kabuklar çatladý
Yeni kulaklar iþitmeye baþladý söylediklerini
Bir kent oldular sonunda
Ve adýný deðiþtirdiler ülkenin
Þiir: kemal özer
Söz-müzik: grup yorum

Baba anlata dursun, ben ekonomik koþullarý oldukça yerinde olan, hayatý boyunca para kazanmak zorunda kalmayan, bu gencin niçin ‘madenci’ þarkýsý dinlediðini ve niçin gözlerinle yeri oyarcasýna baktýðýný oldukça merak ettim… Yavaþça basamaklara ilerleyip, pervazý sýkýca yakaladým. Aðýr adýmlarla basamaklarý çýkmaya baþladým. Kararmýþ Tahta merdivenden ben adým attýkça ‘gýrçç’ sesi geliyordu… Bu ses mi yoksa az sonra duyacaklarýmdan mý bilemiyorum oldukça sýcak olmasýna raðmen içim ürperiyordu… Arkadaþým halen zýrvalýyor, oðlansa yanýna doðru ilerlediðimin farkýnda fakat herhangi bir tepki vermiyordu. Buda bana yanýna ilerleyip, oturmam için cesaret veriyordu… Hemen yanýna çömeldim

-Merhaba
-Merhaba
-Güzel müzik, sýk dinler misin? -
Baþýný sallamakla yetindi… Bana bakmýyordu. Gözlerini hiç görmesem de bu oðlanýn gözlerinde ki bakýþý biliyordum. Adýný bilmiyordum ama ne fark eder. Özgür, Deniz, Mahir, Umut, Çaðdaþ, Devrim, Yoldaþ ya da Arkadaþ
-Sana bir þey sorabilir miyim?
-Ihýh -
Ellerine bakabilir miyim?
Cevap vermedi. Suskunluðun ‘evet’ anlamýna geldiðini düþündüm ve usulca elimi uzatarak sol elini avucumun içine aldým. Yirmili yaþlarda ki bu gencin eli yumuþacýktý kýz eli gibi nasýrsýz, böyle olduðunu avucumun içine almadan öncede biliyordum. Konuþmaya devam ettim.
-Bu eller hiç madenci ellerine benzemiyor?
Hýzlýca baþýna kaldýrdý yüzüme baktý. Þaþkýnlýðýný gizlemeye çalýþtý önce, fakat sonra afif gülümseyerek
-‘Evet.’ Dedi
-‘O zaman niye bu þarkýlarý dinliyorsun? Sen ne anlarsýn ki bu þarkýlardan?

’ Bakýþlarýný babasýna doðru yöneltirken afifçe elini çekti avucumdan… Babasý aþaðýdan haykýrdý.
-‘Biz oðlumla arkadaþ gibiyiz, biz babalýk yapmýyoruz… Sor hadi söylesin… Arkadaþýz biz… Söylesene Özgür! ’

Oðlan afifçe baþýný bana çevirdi ve gülümsedi
-‘Oysa benim okuldan,mahalleden,yazlýktan,tanýdýðým yüzlerce arkadaþým var.ama..’
-‘Bir tane baban vardI, oda yüzlerce arkadaþýndan biri oldu. Anlýyorum…’
-‘Bu evde gülen var mý? Bakma ellerimin yumuþaklýðý seni yanýltmasýn maden ocaðýnýn göçüðünde dünyaya geldim ben’
Elerlinde göremediðim nasýr yüreðinde, kara elmas ise gözlerinin karasýna yuvalanmýþtý…
Hadi bakalým madenciler pardon devrimciler, kendi yarattýðýnýz maden çöküntüsünden kaç ‘ÖZGÜR’ kurtarabileceksiniz?

Özgür diyor ki; Evet, madenler bizim. Bizi bu karanlýk zindana kaderimizle baþ baþa býrakýp giderken anlamalýydýnýz.
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.