Dişi Kuklalar Ülkesinde Aperitif Bir Düş Molası
Oktay Coşar
Dişi Kuklalar Ülkesinde Aperitif Bir Düş Molası
Gözlerimi kapatýp sürekli renk deðiþtiren bir zühale uçuyorum
Tertemiz yolculuklar saklý yastýðýmýn içinde
Çaylak bir yontucuyum ben eski uykular biriktiren
Soru iþaretleri müzesinin en sadýk ziyaretçisiyim
O zorba yalnýzlýklarýmý hiç acýmadan heykellerime katýk edenim ben
Bir zühale uçuyorum –tüm yakýtým biraz tebessüm
Pelerinimi rüyalarýmdaki kadýn dikti – beni de dikerken kendine
Nasýl görünüyorum o kitabýn en son cümlesinden
Yakýþmýþ mý boynuma o kuþlarýn düðümlediði pelerinim
Gözyaþý rengi olsun istedim bilhassa
Gerçeðe daha yakýn olsun diye – gerçeðimden çok uzakta iken
Nasýl diye sormayýn iþte - çok kolay bu serüvenin baþlangýcý
bir kolumu havaya kaldýrýyorum minnacýk bir asaletle
yeni yaptýðým taze bir cümlenin üstüne çýkýyorum biraz da kederle
ve uçuyorum o keman ve çello seslerini duyduðum yere
rüyamýn zarýný delip - baþka rüyacýk küreciklerine
Diþi pinokyolar þehrinde buluyorum kendimi – gepetto gibi
Elimde kocaman bir baton – pinokyolardan bir orkestra yönetiyorum
Aralarda bir çiçeði saðýyorum – kokusuyla dönebileyim diye evime
Yepyeni geceler çiseliyor alnýma- bu ne garip bir müjde
Mürekkeplerle büyüyor bu aðaçlar – yapraklarýnda ufak ufak þiirler
Bütün diþil kuklalar keyif yapýyor- yalandan þekerler yiyerek
Bir dolu kýssadan hisseler ekmiþler sertifikalý sanrý ustalarý
Ýstediðini kopartýp dinleyebiliyorsun kulaklarýnla
Bazen unutarak bazen de unutturularak
-Kýsa bir merak arasý-
“Peki kim büyütmüþtü o diþi pinokyolarýn burunlarýný acaba?
Yoksa bu iþte düþlerimin bir parmaðý olabilir miydi?
Heyecana gerek yok
Bilsem de söylemem nadasa býraktým bu sorularýn yanýtlarýný”
O büyücünün de dediði kulaklarýma yapýþmýþ olacak ki
Hatýrlýyorum tüm ezberlediðim aðlamalarý bir kanara itip
Eðer demiþti eðer- anýlar daðýnda gizli olan
üzdüðün o kalbin nabzýndan bir tutam koparabilirsen
Ve uyandýðýnda hala nasýl da üzüntüyle attýðýný hissedebiliyorsan
Bir serüven hakký daha kazanýrsýn- gidiþ dönüþ
Olmuyor ama olmuyor bin türlü
Her seferimde yamacýmdan aþaðý düþüyorum
Onca boyasýz kelebeðin ellerimden tutmasýna raðmen
(sahi boyasýzdý deðil mi aslýnda ilizyonist kelebekler)
Düþüyorum kanaya kanaya daracýk kýyýlarýma
Sonra her seferinde dinmesini bekliyorum o tufanlarýn
Kim kesiyor sürekli rüyalarýmýn elektriðini anlamýyorum
Bir beyaz bir siyah oluyor yer – gök – o çamurdan seraplar
Zaten fazla uzaklaþma sakýn demiþti pelerinimi diken o kadýn
Orada görürsen eðer- benlerden bile sakýn demiþti
Aldanma demiþti – acý veren klonlarýma
Ben de en fazla mavime kadar gittim zaten – siyaha ramak kala
Bir ara en olur ki kadehimde ki kýrmýzýmda birazcýk boðulsam
Diye düþünmedim de deðil aslýnda
Neyse ki dudak payý býrakmýþtým sadece bir masallýk
Da sýrýlsýklam bir armaðan düþmüþtü sanki sýradan sabahýma…
Oktay Coþar
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.