Anýlara sökün eden bir þafaðýn arka yüzünden,
Gece ayaza çekmiþ yýldýz çaðrýþýmlarla
En kestirme yollardan sana geliyorum,
Amma, sen bunu bilmiyorsun! ..
Kar yaðýyor iri, iri, karanlýk savruluyor;
Son ýþýklar da düþüyor camlardan birer, birer;
Pamuðu atýlmýþ bahçelerde papatyalar üþüyor;
Tan aðarma derdinde, kuzgunlar pusuda;
Gök tipiye dönüyor birden, göz gözü görmüyor;
Özlemin kirpiklerimde donuyor Meleðim;
Sen bunlarý bilmiyorsun!
Bir derin uykudasýn! ..
Duyar mýsýn (?) , hiç sanmam:
Rüzgar çýrpýnýþlarla güftesini arayan,
Nâzende beyazlarýn doyumsuz ezgisini
Ve yüksek gerilim hatlarýnda cýzýrdayan,
Parelel iki aþkýn acýklý hikayesini...
Ýçimde kopan çýðlýklara yol verebilseydim eðer,
Gün boyu çala-yürek yankýlanýrdý daðlar
Ve þu bahtý belirsiz toz duman ufuklarda
Her feryâdým bir kimliðe kavuþurdu da,
Hiç kimse, ama hiç kimse,
O soyut avazlarýmýn
’Karciðar’ meþkinde kalamazdý...
Ey Sevgili,
Dünle bugünün paylaþamadýðý,
Kuyusundan çekip çýkardýðým,
Bu renk-körü þafaðýn merkezinde,
Seslerin çizgiye, çizgilerin tipiye dönüþtüðü
Sarýyla bozduðum mavilerin puslu yeþilinde,
Umutsuzca isyanlarý oynamak yerine,
Fiske yemiþ gelincikler gibi dökülüveren duygularýmý,
Derleyip toparlayarak,
Sana geliyorum! ..
Adýna girdiðim bütün savaþlarý kaybetmenin
Ýnsaný kahreden utancýný,
Attýðým her adýmda sýgaya çekiyorum.
Dahasý var:
Bir zeybek havasýndan dilime perçin,
Diz vuran, bacak savuran türkülerimi,
Bakýþlarýmýn salýncaðýnda uyutmak için,
O rehin býraktýðýn tebessümü de
Gözlerimden söküyorum...
Amma sen bunlarý bilmiyorsun! ..
Kasvetle boyanmýþ bir hayatýn izdüþümünden,
Kayda deðer ortak anýlarýmýzý omuzlayarak,
Karbeyaz içleniþlerle sana geliyorum.
Üveyiklerin su içtiði gözeler düþüyor aklýma,
Vuslat delisi çaðlayanlarý hatýrlýyorum;
Patikalarý,
Yýldýrýmlarý,
Dumanlý zirveleri,
Sel baskýnlarýný hatýrlýyorum.
Soðuk ürperiþlerle buz keserken anýlarým,
Yontulmamýþ kalemlerden gizlediðim inceliklerle
Beynimde uðuldarken ayrýlýðýn sorgusu,
Nedense yüreðimde hala bir karabasan,
Gidip de gelememek,
Gelip de bulamamak korkusu...
Kýrýk-dökük çitlerin eðreti korumasýnda,
Dolu-dizgin, kar desen çiçek açmýþ gibiler,
Can erikleri ve salkým aðaçlarý...
Seninle ilk defa karþýlaþtýðýmýz,
Akasyalarýn altýnda duruyorum;
Nisan yaðmurlarýndan ýtýrlý güzelliklerle
Ýliklerime iþleyen derin bakýþlarýnýn,
Ýçimdeki gurbette kaybettiðim
Çaðrýþýmlarýný arýyorum.
Kargalarýn uçtuðu dallara
Sýðýrcýklar mý konmuþtu ne?
Sýmsýcak bir gülümseyiþ
Çehrene baðdaþ kurmuþtu;
Yýldýzlarla ayný kalýba dökülen,
Yoðunlaþmýþ cezbelerin buðusunda,
Öyle candan, öyle yüklü,
Öylesine büyülü,
Bir gamze tecelliye
Sýr kelamdý gülüþün...
Dertlerin azaldýðý, sezgilerin coþtuðu,
Deli ýrmaklara köprü durmuþtum da
Üzerimden salýnarak geçip gitmiþtin sanki;
Aklýmý baþtan alan o gül endam aþkýna,
Gözlerime rehin býraktýðýn
Bir þirin selamdý gülüþün...
Buðulu nefesinle puslanan yanaklarýnda,
Sevdânýn rahmetine dil gülþeninden ýtýr,
En sevgiliden miras gönül haritamýzda,
Koca-çýnar’dan Sultan Daðlarý’na yüz-görümlüðü,
Serinliðinde yandýðým, yalazýnda üþüdüðüm
Ve özleyiþlerimin antik imbiðinde,
Mýsra mýsra damýttýðým,
Sýlamdý gülüþün...
Renklerin ve naðmelerin sustuðu,
Olan biten herþeyin gerçeðinden koptuðu,
Ýnsanýn varlýðýndan dahi þüpheye düþtüðü,
En bunalýmlý anlarýmda bile,
Her nazýný çekeceðime
Ve seni asla incitmeyeceðime dair,
Ömre bedel o tebessüm üzerine
Yeminim vardý...
Belki hiç inanmadýn,
Bilmek istemedin ya canýmýn içi(!) ,
Hayatta ne olursa olsun bu sevda,
Kayýtsýz ve de þartsýz,
Pazara kadar deðil
Mezara kadardý..
Ýþte bu yüzden Meleðim,
Yarasalar iple çekerken dolunayý karanlýk izbelerde,
Ben ýslatýp ayaklarýna sermiþtim kanatlarýmý!
Cam-göbeði dileklerin kan kýrmýzý onmazlýðýnda,
Olgun bir karpuz gibi kütürdeyen umutlarýmý,
Sana baðlamýþtým;
Yeni duyuþlarýn elmaslarý kýskandýran parýltýsýnda,
Romanlarýn büyüsüne kapýlmadan keþfettiðim,
Gür ýþýklý dizelerle saf þiirden çözümü,
Sevenlere adamýþtým.
Ey Sevgili,
Bütün bunlarý,
Sana anlatmýþ olmalýydým, anlamasan da! ..
Bugün þubatýn ondördü;
Dünyanýn neyi kutladýðý umurumda deðil,
Ayný zamanda bize özgü bir anma günü;
Sabahýn köründe yalpalý adýmlarla
Karlara bata-çýka,
Arkamda sencileyin buruk izler býrakarak,
Yürüyor, yürüyorum...
Tipi hýz kesiyor,
Özlemin kirpiklerimde eriyor mu ne?
Öfkesinden bozaran ufuklarýn maviye çaðrýsýný,
Dikenli tel çitlerin pas tutmuþ öyküsünü,
Aðaç köklerine zincirlenmiþ bir baharýn
Kýþ uykusuna tutsak destansý türküsünü,
Duymanýn ötesinde
Adeta görüyorum
Ve hepsini bir demet karanfil niyetine,
Özür borcuma tuta,
Sana getiriyorum.
Anýlara sökün eden bir þafaðýn arka yüzünde,
Ýmgesini arayan karbeyaz esinlerle
Ýçine doðmayacak duygulardan,
Uykunu bölmeyecek kaygýlardan,
Yolculuðum senden sana
Ve sen bunu, bilmiyorsun! ..
YUSUF BÝLGE
(Karbeyaz’a Yolculuk - I -)