MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

YEL




Bu yeli ben tanýyorum bir yerden;
kuþ sapaný elimde,
yarpuz kokulu bir dereden
kurbaðalý kamýþlý dere
yeþil baþlý ördek, karameke;
sazlýklarý siper edip
yaslanmýþým söðütlere
tetikteki elim, pusudaki ben...


Delikanlý, eli kanlý günlerim
balýklý, yengeçli, sülüklü dere
karahayýt, böðürtlen
ardýlýnca üstüne böðrümde diken
bukalemunlarý görünce
renkten renge giren,
ansýzýn irkilen ben...


Asýlýyorum; kaç kelfalak!
kaç karatavuk
kaç karabatak
kaçýnýzý vurdum feleðin affýna sýðýnarak;
suya daldým ölünüzü aldým
boþa çaldým ödünüzü aldým,
orada burada darmadaðýn
saçma tanesi, sapan taþý
’Kurþun Asker’ çocukluðum;
sevdalandým öcünüzü aldým...


Düþtüðü yerde unutulmuþum;
ne kanýn sýcaklýðý deðiþmiþ,
ne yelin kokusu;
dedemin çiftliðinde bir karýþ büyümemiþ boyum...


Sýðýrcýk sürüsü, arýkuþu
incirlerin sarýkuþu
can havliyle sürükleniþi umudun
ölüyorum diyen gözler
gözlere inen son perde
son çýrpýnýþý kanatlarýn;
meðer ne acýmasýz gaddarmýþým...


Kesilmiþ dal, koparýlmýþ yaprak,
iki kazýðý birbirine baðlayýp,
kurduðum kapan;
çöp þiþe dönmüþ yem diye taktýðým ,
kýpýr kýpýr can çekiþen solucan;
farkýnda olmadan canýný gagalayan kuþlar?!
benim acýmasýz canlar yakan...


Omuzumda filinta, bendeki fiyaka;
elimde dünyasý tersine dönenler
yürürken ne caka ne caka, dað taþ
dere tepe sel almýþ da taþýyor
sað kalan kuþlar izin verirsem yaþýyor;
namluyu gören birbiriyle helallaþýyor...
yaktýðým can yüzlerce...


Gün geldi de hepsi kan oturdu içime;
vurulmayý öðrendim sevdiðimi yitirince,
ufuklarda dolandým, bulut bulut yandým ,
ateþ düþtü ciðerime
gün batarken daðdan daða havalandým...


Karasevdayla aðardý sabahlar,
yýdýzlarda ah ile vahlar,
gecelerce gözlerini aradým sevdiðimin...


Kara, kara, kara, kara;
aslan karam, fukaram;
nedir göðsündeki yara?


Al karameke
al karabatak
al karakarga
al karacuka
al karakartal;
al kanlara boyadýðým kuþlar adýna,
sen de al akbaba
yüreðimi verdim sana
vur pençeni baðrýma
gagala;
hiçbir þey kalmasýn bende karadan,
hiçbir þey kalmasýn kanayan bir yaradan !


-II-


Bu yeli ben tanýyorum bir yerden
nereye gitsem adým baþý esiyor
ninem sývamýþ kollarýný, teknesinden hamur kesiyor...


Ýlkyaz çimenleriyle ocak yeri ,
nar çiçeði ile gölgelendi mi
taze yufka çevirilir, gelene geçene verilirdi
ister tok ister aç, sýcaðý sýcaðýna çomaç
dostlar ziyarete gelir
meþelerin dibine neþeli sofralar serilirdi...


Baklava dilimli tepsiler
kalaylý kaplar içinde
yayvan bakýr, çukur çanaklar
bir dolar bir boþalýrdý
kocaman kocaman sinilerde
yirmi - otuz kiþi birden
yemekler yenirdi, sindire sindire...


Esen yelden kokusu gelir,
taze çilenmiþ yufkanýn,
dereotu, cacýk, sarýmsak,
nane, kekik feslikanýn
sonra çay - kahve içilir,
edâsýndan nazýndan, güzeller seçilirdi,
sazlar vurulur,
dedem çalýp söylerken,
herkes kulak kesilirdi ...


Yelten’li Hüseyin de de; dur hele
tezenesini dokundurdu mu tele,
yeldi Avþar Boylarý’ndan esen
diliyle uzanýrdý gurbetele
allý turnayý havada vurur
yeþil ördeði göle kondurur
Avþar’ýn düzüne kar yaðar
kýr atýn dizine sýzýlar dururdu,
sarý ipek dokunur
mendili olur yavuklunun
gözyaþýyla okunur,
Al Yazma Zeybeði ile
diz çöken zeybekten korkulurdu...



Akþam sofrada tavþan, býldýrcýn, keklik
sutavuðu, üveyik, hatta geyik
az mý av eti yedik,
av yoksa keserdik Ankara Tavuðu’nu,
horozunu, legornlarýna kýyamazdý ninem,
tavada yumurta,
ekeleyip üstüne karabiberini, tuzunu
mis gibi tereyaðlý,
’otur oðlum;
doymadan kalkýlýr mý sofradan?’
bulgur pilavý, yanýnda soðan,
bazen yeþil, bazen kuru,
fasulyesiz hiç olur mu ,
Çandýr’dan gelirdi tohumu,
kendimizden nohut ,
her mevsim bulunur peynir, zeytin
tükenmezdi yoðurt...


Elma, armut, kavun, karpuz ,
ayva nar; ne ararsan var,
eðlenirdim köyde yazdan güze kadar...


Çocuk olsam da becerirdim her iþi ;
dedem ikide bir,
’Aferin kara oðlum, sen adam olursun ama,
ben görür müyüm bilmem?! ’ derdi...


Çapa, su, orak
esme rüzgâr, esme býrak,
gölgemde çocukluðum
bir aðaca çivili çardak,
hamazlanýrsa harmanyeri,
yüzüme gözüme dolar toz toprak ...


iþte savrulan zaman;
yaþlý bir çift koca, bir çift öküz gibi
geceyle gündüz gibi
dünya harman
ortada dolana dolana
hatýralar sað ama
dedem ninem artýk yoklar ...


-III-


Bu yeli ben tanýyorum bir yerden;
binlerce yýl öncesi,
kim bilir kaç ölü gömülendi
Kocahöyük tepesinde
kaç ýrgat öðünlendi
koca pýrnalýn, koca servinin
koca dutun, koca yemiþin
koca boynuzun gölgesinde...



Yer yemez yemeði
serilirdik upuzun
ölü gibi yorgun
yaz günü
baða bostana bakmak kolay deðil
aðustos böceklerinin ninnisiyle uyurduk,
karýncalarýn ýsýrmasý sonuydu uykumuzun
’Kalkýn, kalkýn yerim; burasý benim yerim!’ dercesine ...


Kendimizi ter içinde bulurduk... Uyurken bir düþ, bir sevda, bir nehirdi tenimizde akýp giden...


Hey gidi esen yel ;
þimdi sen söyle,
yel tene mi, ten yele mi
adý Yelten olsa köyümüz
elden bir þey gele mi
gelesi yok bu iþin;
yekin altý þeþ , ölüm herkese düþeþ!


Bendeki yek, kýrmýzý benek
düþtüðüm yerden gül bitecek,
güneþ sesime dönerken,
dünya tersine dönecek;
atýyorum, nesine;
sesime gel sesime, yeke yek, sýmsýcak nefesime; zarým, intizarým, mezarým...



-IV-



Bu yeli ben tanýyorum bir yerden,
neslimizden dillenir,
dudaðýmýzdan eksilmez,
ya huyundan ya suyundan,
ya da tüyündendir ak sakallý dedemin;
’Seher yeli eser eser kesilmez,
güzellerin gam sözüne küsülmez...’



Þimdi aþk zamaný;
bu topraðýn sesi, bir sevgi imecesi ,
neþeleri küme küme,
halay çeken gençlerin yeri döven topuk sesi...
sevgiyle halay,
bir de semah dönesiye
çatlar bu toprakta tohum ,
milyonlarca yüreðin, yüreðimizdeki sesiyle...


Ana Tanrýça Kybele’nin yurdu, aldý kucaðýna Bes’i, hamurunu yoðuruyor, bereketi doðuruyor,
saçlarýn bir deli orman, meþe palamudum; aþkýn beni kavuruyor...


Bu yel, bu dal, bu yaprak;
ne çok þey düþündüm, yüzüne bakýp, rüzgârýna kapýlarak,
sen kayboldun, ben sevdayla baþýmda dönen bir dünya buldum...


-V-


Bu yeli ben tanýyorum bir yerden; son sevdamýn türküsü, gönülden gönüle esen, dilden dile hasret kesen...


Sen sahipsiz olamazsýn / kâlbinde esenin vardýr / sarý saçlarýnda rüzgâr / yellere küsenin vardýr...
Aþkýn bir yeldeðirmeni / yel eser döner dümeni / esen yelde kaþýn gözün / un edip eledin beni...
Söyle kâlbin rüzgâr gülü / bu ateþi kim söndürür / baþým döndü taþým döndü / esen yeli kim döndürür...
Daracýk sokaklardayým / kâlbi un (u)faklardayým / ay ýþýdý yüzün gördüm / yine düþ tuzaklardayým...




Þaban AKTAÞ
18.08.1999


Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.