MAPUSHANE...

Ömrüm dört duvar arasýnda,
Ömrüm, çýkmaz sokaklarda,
Çýkmaz yol beklemekte,
Hiç bitmeyen yýlarýmý saymakta…

Unutmak, terk etmek nafile…
Tespih bile fayda etmezken,
Demir yýðýnlarý arasýnda…
Kalemler kýrýk…

Dünya ile baðlantýsý,
Bir kerede olsa yok olan,
Bir çýkmaz,
Nefes hanede…

Unutmak, yok olmak,
Hiç kimsenin umurunda olmamak…
Hiç yere…
Davana boyun eðmek!

Dostun için dost edindiðin,
Sigara dumanýný…
Bitmek bilmeyen,
Nikotin tütünü…

Bir yandan da yandaþýn olan,
Kâðýt parçalarý…
Kalbindeki en büyük acý da,
Sevdiklerinin seni bir kuruþa satmalarý…

Nedensiz þahýslar için,
Elini lekelendirmen,
Namusun kolay olduðunu
Sana enjekte etmeleri…

Tek kurþunla hayatýný hiçe sayman,
Onlarýn aþiret dünyasýnda cebeleþmeleri
Senini ise;
Demir parmaklar arasýnda ölülümü beklemen…

Ne kadar tuhaf yalnýzlýk,
Tepeden bakmadan,
Sallarýn üzerine dizmeleri,
Sonra da kahve örtüyü atmalarý…

Bana delice bakan sahil yok,
“Seni seviyorum.” Diyen, sevenin yok.
Ailen yaþamýn yok.
Sen yoksun oralarda…

Hasret, acý bir kavram,
Hasret çekmek!
Fani atmosferde derin bir uyku…
Beklemeden ettiðin secden…

Ak saçlarla
Ve buruþmuþ yüzün seni sen ederken,
Sen, garip geminin gelmesini,
O gemide yer almaya çalýþman…

Mahpushane de olta atmaya,
Her gün iþkence,
Her gün acý,
Her gün dertlerle boðuþman…

Giderken arkanda binlerce tebessüm…
Giderken, kýyýlardan nedensiz,
Giderken varoþlar mahallesinde,
Bir sebepsiz zifiri karanlýkta…

Patika yollardan ibaret,
Demir parmaklý levha,
Bomboþ uðultusuz bir arazidir.
Mahpushane…

Mahpushane kapýsýnda,
Seni durgun durgun anarken,
Sen, kim bilir hangi varoþta,
Kim bilir hangi derttesin!

Mahpushanede,
Nedeni belirsiz gelen mektuplar,
Kuþlarýn haber saldýðý,
Âþýklar nerde…

Damla damla akan çeþmesi…
Kirden, kandan, yosunlardan…
Görülmeyen,
Düz duvarlarý…

Ufak kýzýn,
Babasýna kavuþmak için,
Hýçkýra hýçkýra
Aðlamasýdýr,
Mahpushane…

Ne soran,
Ne de yarana merhem olacak,
Ýnsan bulunur.
Mahpushanede…

Bir gözyaþý…
Bir umut beklersin daima…
Beraatýna kavuþmayý beklersin!
Ama nafile…

Ne giden geri gelir,
Ne de…
Dört duvar arasýnda maf olan,
Özgürlüðün…



Hikmetullah Yetkin


Sosyal Medyada Paylaşın: