kurumadan gül yapraklarýný toplamalýydým
sevmeliydim delicesine
uzaklarda yalnýz bir þehre mahkum kýzý
dolu dizgin þafaklara koþan umutlarýmý
oturup düþünmeliydim
memleketimin yaðmurlarýný
gençliðimin en hazin çaðýnda
çocuksu yanlarýmý
oynatmalýydým bu senaryoda
hükümsüzdür benliðim
ýslanmýþ þiirlerim
okumalýydým
sevda türküsü söyleyen aþýklara
çýkmamalýydým saklandýðým yerden
oyuncaklarým çalýnmýþ
uçurtmam tellere takýlmýþ
bir yerlerde unutulmuþum
küflenmiþ tozlanmýþ
yazarý belli olmayan bir roman gibi
kýrklara karýþmalýydým
susmalýydým
Kerbela’da Hasan Hüseyin gibi
inzivaya çekilmeliydim
miskin derviþler gibi
þimdi kanayan en derin yaramý
kim bilebilir
içten içe beni eriten bu yürek sýzýmý
koparmamalýydým
saksýmýzdaki mor menekþemizi
susmalýydým
evet susmalý
hak vaki olana dek
toprak olmalýydým mahþerde
saklamalýydým seni
baharý bekleyen tohumlar gibi
oysa ki günaha bulanmadan
sevabý ummak vardý bu cehennemde
haykýrýrcasýna adýný anmak
gitmeliydim bu limandan
bilinmez diyarlara
martýlar acýyor bu halime çýðlýk çýðlýða
bir rüzgar savururken hazan mevsimine
habercisidir ayrýlýðýn bir beyaz mendil
zifiri karanlýðýn korkusudur sönen mum alevi
yanmalýydým kor alevlerde
azad edilmeliydim bu zindandan
satýlmamalýydý duygular
bu pazarda beþ kuruþa
oysa daðlarýmda karlar erimemiþ
evimde ocaðým tütmemiþ
baþak veren ekinler biçilmemiþti
son bir nefes aldým
önümde kimsesiz bir mezar
durdum geriye baktým
söylemeliydim sýr gibi sakladýðým sözümü
þehit dolmuþ bir memlekete hediyem
vermeliydim hakkýný vatanýmýn
inmeliydim ceylanlar gibi
bir seher vakti pýnarlara
bu son ifadem
yargýsýz infazlarda
bir ekim akþamý
fýrtýnalarla beraber sürülmeliydim
özlem duyduðum
hasret kesmiþ doðduðum köyüme...
Bedirhan Keklikci