seninle en çok yürümeyi severdim bahar yaðmurlarýnda, onca ýslandýðýmýz yetmezmiþ gibi Saat Kulesi’ne nispet edercesine eteklerini dalgalandýran denize, gözümüzü bile kýrpmadan bakýp...bakýp... peþ peþe sýraladýðýmýz hayalleri koyardýk akreple yelkovanýn arasýna hatýrlar mýsýn? kimseye söyleyemezdik bir makas gibi hayallerimizi kýrpýp gökyüzüne savurduðunu birleþince Saat Kulesi’nin akrebiyle yelkovaný söyleyemezdik kimseye, Vali’nin halktan yardým toplatarak padiþaha hediye etmek için yaptýrdýðý Saat Kulesi’nde kaç çocuðun oyuncak hayalinin gözyaþlarýna dönüþtüðünü.
ben seninle en çok Agora’da tarihi kalýntýlar arasýnda saklambaç oynamayý severdim yüksek sütunlara yüzümü dayayýp sayý saymaya baþladýðýmda, Marcus’un Faustina’ya duyduðu sevgi konuk oluverirdi yüreðime ve sen baðýrýrdýn saklandýðýn yerden yine þaþýrdýn sayýlarý diye hatýrlar mýsýn? kimse bilmiyordu o tarihi aþkýn içinde hiç durmadan atan bir çift yüreði.
seninle en çok Kýzýlçullu’da su kemerlerine oturup Roma’yý da Osmanlý’yý da besleyen sularýn tarihinde yüzümüzü yýkamayý severdim herkes habersiz geçip giderken yanlarýndan biz durup nasýl yapýldýðýný düþlerdik, þimdiyse sýkacak bir þeyi olmadýðý için kemerlerin öylece duruyor Kýzýlçullu’daki Romalý ve Osmanlý inþaat iþçilerinin el izleri.
seninle en çok Halil Rýfat Paþa’yla Mithat Paþa caddesini bir fiyonk gibi baðlayan Asansör’e binmeyi seviyordum, birçok iþçi gibi alýveriyorduk soluðu Göztepe tramvayýnda oysa þimdi ne tramvay kaldý, ne de Asansöre binen iþçiler... bilseydi Nesim Levy restoran olduðunu yine de yaptýrýr mýydý o güzelim Asansör’ü.
seninle, bir an ayrý kalsak gözlerim deniz, yüreðim sen kokuyor... dayanabilmek zor hasretine çocukluðum...gençliðim... saymakla bitiremeyeceðim her þeyim senin sokak ve caddelerinde geçti Ýzmir’im.
Ýzmir 2006 Sosyal Medyada Paylaşın:
çakmaktaşı Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.