Eyüp’e Mersiye
Çocuktuk daha henüz on üç on dört yaþýnda,
Bize tuzaklar kuran bir hayatýn baþýnda.
Eyüp Tarsus’tan kalkýp kasabama gelmiþti,
Bozkýrýn göbeðinde kalbime kök salmýþtý.
Eniþtesi mübaþir, ablasýysa ebeydi,
Ablasý altý aylýk bir bebeðe gebeydi.
Ýlköðretim okulu, sýnýfýmýz yediydi.
Eyüp bir gün ‘’Annemi Özlüyorum’’ dediydi.
Yakýþýklý çocuktu, boyu posu yerinde,
Bir gün bize gelmiþti ta sabahýn köründe.
Boynunu yana eðmiþ, gözlerinde yaþ vardý,
Sapanýnýn içinde irice bir taþ vardý.
Dedi ki ‘’arkadaþým küçük bir serçe vurdum’’
‘’Bir de bir sýðýrcýðýn çekip kanadýn kýrdým’’
Hüzünden bitap düþmüþ, durmadan aðlýyordu.
Kükreyen bir sel gibi, köpürüp çaðlýyordu.
Derken salýnýp gitti dedi bana’’elveda’’
O sevgili dostumdan kalmýþtým birden cüda.
Yürüdü adým adým, oldu gözümden ýrak,
Ýçime ateþ düþtü, gönlüm yaþadý firak.
Bir feryat yükseldi ki köyün tam ortasýndan,
Ýçmiþtim sanki zehir kýrýk bakýr tasýndan.
Ayaklarým Eyüp’ün eþiðine basmýþtý,
Biricik arkadaþým kendisini asmýþtý.
O yemyeþil gözleri boþluða bakýyordu,
Gözünden yanaðýna bir damla akýyordu.
O gün bu gün Eyüp’ün ismini zikredemem,
Nasýl kýydý canýna bir türlü fikredemem.
20.11.2011 Kütahya
Sosyal Medyada Paylaşın:
Hüdaverdi ER (Hüdai) Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.