Rengini Arayan Þiir
Suçlu bir yalnýzlýktan henüz çýkmýþ
Kadavra vakitlerin önünde durdu
Dünyalýk kelimelerle konuþan aðzýnýn
Bir sýzý gibi akan suskunluðuyla
Baktý dünün en içine doðru
Baktý sebeplere saðýrlaþan yarýnýna
Sesinin kirvesi kalbiyle gelerek
Mücella maksadýnýn namlusuna sürüp
Nisbetsiz bir duayla açtýðýnda aklýný
Mümkün olduðu kadar esneterek
Þiirin döþüne doðru direnen
Ýsyan süvarisiydi artýk
Mushaflý adamlýklarýný giyinmiþ
Her iyiliðe müsavi gönlüyle seviþerek
Ufkun her mevkisine verdiði nefeslerle
Ýliklerine kadar inanarak herþeyden önce
Var olana sýðýndýðýnda demlerini
Israrcý bir kavgaydý iblise karþý
/
Küs cümlelerle baþlayan bereketsiz ömürlere
Ýliþtirilen kemliklerin mücrimi bir savunmayla
Kýrdý geçti müebbetlik muhabbetini
Kýlsýz tüysüz bir gökyüzü özlemiyle iþveli
Emsalsiz sessizliðinin üzerine serperek
Çözdü vargücüyle kahrýný
Keskin ve aðýr bir osmanlý palasý gibi
Pervasýzca savurdu dilini
En iffetli hamlelerini birbiri ardýnca sýralayarak
Ama deliþmen ama hiç sýnanmamýþ
Bir cennet gýlmaný misali
Ýkram etti gülüþlerini
Þiir en usta mizacýyla irkildiðinde
Kýsas kabul etmez bir yalnýzlýk gerekti
Sözü uçuklatacak kadar kavileþen
Dün menþeli vakitlerden doðurtulmuþ
Ve hep harbi ve tastamam arzulu
Ve hepten muhacir