Nurcan tekrar baþladý söze kaldýðý yerden
Nazik bir sesle izin alarak Ýskenderʼden:
,,Üçüncü kubbe altý geniþ yemekhânedirˮ
,,Yemeklerinin tadý, damakta þahânedirˮ
,,Bütün misâfirlere ücretsizdir yemeklerˮ
,,Ýlm ü irfâna hizmet içindir bu emeklerˮ
,,Masârifi ödeyen Fâtih Sultân Mehmed Hânˮ
,,Vakf-ý sahîh eyledi, Kütüphâneʼyi hemânˮ
,,Serde olmamalýdýr asla derd-i maiþetˮ
,,Âlimin eserine, devlet sermeli servetˮ
Ýskender: ,,Þu kubbeyi, ne için yaptý Sinân?ˮ
Diye sorunca cevap, verdi Müdîre Nurcan:
,,Dördüncü kubbe altý dinlenme odasýdýrˮ
,,Mefrûþâtý zamanýn, en yeni modasýdýrˮ
,,Ýpekten perdeleri geldi Yeþil Bursaʼdanˮ
,,Fâtih Sultân ödedi, hazîne-i hâssadanˮ
,,Ýznikʼte yapýlmaktadýr duvardaki çinilerˮ
,,Altýndan kýymetlidir, çakýlan bu çiviler
,,Kütahyaʼdan geliyor, nâdîde porselenlerˮ
,,Hep hayran kalýyor görmek için gelenlerˮ
Sýra en son kubbeye geldi Nurcaʼnýn sözü
Anlatmaya baþladý, tavandayken bir gözü:
,,Bu beþincinin altý laboratuvar olduˮ
,,Ýçi de teknik âlet ve edavâtla dolduˮ
,,Bu altý tâne kubbe, tamamen beyaz camdýrˮ
,,Gece göðü temâþa muhteþem serancâmdýrˮ
,,Nûrlu mâh süzülüyor, içeriye sýrçadanˮ
,,Harika görünüyor Ýstanbul taraçadanˮ
,,Aysa tavanda kandil; deryâda mehtâb olurˮ
,,Gökyüzünde açýlan, nûrdan bir kitâb olurˮ
Soner ÇAÐATAY (03:29) 24 Ekim 2011 / Wuppertal / Almanya
Kelimeler:
hazîne-i hâssa: padiþahýn kendisinin özel bütçesi / parasý