Hep fýstýk yeþiliydi giriþin duvar rengi
Acâib aðaçlarla, saðlanmýþ her âhengi
Aðaçlarýn dallarý ve gövdesi beyazdý
Yeþil yapraklarýný temâþa ruha hazdý
Birinin gölgesine Nurcan gitti ve durdu
Onun vasýflarýný, þöyle beyan buyurdu
Nurcan: ,,Dallarý asla dökmez yapraklarýnýˮ
,,Mekkeʼden getirtirdik, bütün topraklarýnýˮ
,,Nâr çiçeðine benzer, bahârda çiçekleriˮ
,,Bir kuþburnu gibidir ince çekirdekleriˮ
,,Ýðde gibi kokuyor çiçekleri açýncaˮ
,,Ýçimiz rahatlýyor, rayîhayý saçýncaˮ
,,Aðaçlarýn boylarý beþ metre kadar vardýrˮ
,,Dallardaki meyvesi þeklen misâl-i nârdýrˮ
,,Bunlarla Dînavarî ile ibn Baytar meþgülˮ
,,Botanik bahçesinden sadece onlar mesülˮ
,,Kâdim kütüphânede her türlü bilime hâsˮ
,,Bir mekân hazýrladý, fenne âþýk bu eþhâsˮ
,,Ýçerde beþ bin hücre var farklý amaç içinˮ
,,Hatta büyük bir saha var içinde maç içinˮ
Ýskender: ,,Kalacak yer var mý misâfirlere?ˮ
Nurcân Uygur: ,,Evet var, âlim ve þâirlereˮ
,,Her araþtýrmacýya, geniþ bir hücre mefruþˮ
,,Hiç kimseden alýnmaz kesinlikle bir kuruþˮ
,,Þarâbýn rengindedir odalarýn perdesiˮ
,,Yerdeki halýlar da dünyânýn nâdîdesiˮ
,,Þâhâne sütûnlarý süslenmiþ sîm u zerleˮ
,,Banyolarý döþenmiþ inci gibi mermerleˮ
Sohbet ediyorlardý gezerek koridoru
Soner öne geçince tevcih etti bir soru
,,Dostlar oturalým mý þuradaki sedîre?ˮ
,,Bayaðý iyi olurˮ dedi Nurcân Müdîre
Beraber oturdular ipekten minderlere
Biraz susup baktýlar gezen misâfirlere
Bir delikanlý ikrâm ediyordu meþrubât
Kadehteki katreler, câna bir âb-ý hayât
Osman Büyük: ,,Efendim, içeceklerden alýn?ˮ
,,Bir de tadýna bakýn! Þimdi þerbet-i balýnˮ
Pala:,,Osman þiirde bir þahbâz-ý suhandýrˮ
,,Ýkbâli dýrahþân ve þiire pek hayrândýrˮ
Genç, hicâb içinde, bardaklarý bekledi
O esnada Ýskender bir kaç beyit ekledi
,,‘Iþḳun sözini söylemege her dudað olmazˮ
,,Nükte sözini dinlemege her kulað olmazˮ
,,Kimsenin medhýna maðrûr olmaˮ
,,Kesr-i nefs eylemeden dûr olmaˮ
,,Varduðun meclis ola ehl-i reþâdˮ
,,Olmaya encümen-i fýsk u fesâdˮ
,,Olur insânda zebân bir iki gûþˮ
,,Sen dahi söyle bir ol iki hamûþˮ
Soner ÇAÐATAY (02:31) 20 Aðustos 2011 / Wuppertal / Almanya
Kelimeler:
sîm u zer: gümüþ ve altýn
þahbâz-ý suhandýr: konuþma doðaný (yani usta)
mefruþ: döþenmiþ
Ýkbâl: geleceði, kariyeri, bahtý
Not: Hayalimdeki kütüphanenin mimari özelliklerini anlatýyor bu þiir. Türkiye’de büyük bir kütüphanenin olmasý hayalimdir. Eski eserleri daha iyi korumak ve onlarý araþtýran araþtýrmacýya iyi bir zemin hazýrlamak gerekir. Burda kütüphane, gelen araþtýrmacýlara her olanaðý sunuyor.
AÇIKLAMA:
,,‘Iþḳun sözini söylemege her dudað olmazˮ
,,Nükte sözini dinlemege her kulað olmazˮ
Aþkýn sözünü her dudak söyleyemez
Nükteli sözünü her kulak dinleyemez
,,Kimsenin medhýna maðrûr olmaˮ
,,Kesr-i nefs eylemeden dûr olmaˮ
Kimsenin övgüsüyle gururlu olma
Nefsini kýrmaktan uzak durma
,,Varduðun meclis ola ehl-i reþâdˮ
,,Olmaya encümen-i fýsk u fesâdˮ
Vardýðýn meclis olgun insanlarýn / yol gösteren insanlar olsun
Fýsk ve fesad gurubu olmasýn
,,Olur insânda zebân bir iki gûþˮ
,,Sen dahi söyle bir ol iki hamûþˮ
Ýnsan dil bir tanedir; kulak ikidir
Sen dahi söylemelisin bir; fakat iki defa susmalýsýn
Bir konuþ; iki sus.
Not: Bu beyitler Ýskender Palaʼnýn Divan Edebiyatý adlý kitabýndan alýnmýþtýr.
Not: Dînavarî ile ibn Baytar en önemli botanik bilim adamlarýdýr.
Not: Osman Büyük, bu sitedeki HakkýnSesi mahlaslý bir dostumdur. Þimdiye kadar þahsýma ve þiirlerime gösterdiði teþvikten dolayý adýný burada zikretmeyi bir vefa vasfý telakki ettim.