gargi’ye
siz hiç mavi elma þekeri yediniz mi bayým
kýrmýzý, kaný hatýrlatýrdý
ve antiseptik solüsyon kokan hastane odalarýný
annem elmalarý ya göðe banardý ya da denize
ve tatlý olurdu elleri deðince
(iki meleðin kollarýnda gidince babam
bir tek soyadý(m) kaldý krallýðýndan)
ben bir þatoda yaþýyorum bayým
balkonu bir uçuruma dayalý
duvardaki boþ takvime her gün bir yaprak taþýyan çocuk
tek arkadaþým
masamýn üzerinde mavi sardunyalar
ve bir ömür gibi daðýlmýþ mikado çubuklarý
toplamaya korkuyoruz çünkü
ürkek ellerimiz
sonra gideceðim diyor, akþamüstüne dönerken gün
ne zaman söylemek istesem birþeyleri
ama uzaklarda gözleri
bir pencerenin ardýnda bakýþlarý
gözlerine baðlý filikalarý çözemiyorum
sanki m ü h ü r
nereye diyorum gi t m e
ölümse beni de götür
(beni de götür)
bir uçurtmaya sarýlýyor
uçurtma rüzgara
ve bulutlarýn dilinde yaðmurdan bir ninni
çýkarýp atýyorum üzerimden Polyanna elbisemi
ve giyiniyorum deliliði
biliyorum
hiç benim olmayacak Peter Pan
bir þiirin finali
ipe çekerken gözyaþýmda saklý hayal harflerimi...
de_soulmate
yirmidokuzeylül
ikibinonbir