Masumiyetin öyküsü çok da uzun deðildir, kýsa bir ömrü vardýr,
Ýnsanlar yaratýldýktan kýsa bir süre sonra onunki de baþlamýþtýr,
Çekememezlikle atbaþýdýr, biri varsa öteki de kendini belli eder,
Masumlar genellikle korunamazlar çekememezlikten, üzülürler...
Onun hikayesi bazen bir öyküyle çýkar ortaya, bazen þiirle ve,
Romanla olabilir, sadece sanatta olduðu düþünülmemelidir bence,
Masum olanýn yanýnda her zaman çekemeyenlerin de gölgesi olur,
Onlarýn bir araya gelmesiyle de dönülemez insanlýk tarihi oluþur...
Ben de derim ki; ’Kendini bilmeyen haddini de bilmez’ ve sonra,
Ýkindi ezanýn sesini duymakla kendime gelirim ben de burada,
Dünyanýn boþluðunu ne masallar anlatýr bizlere ve ne de þiirler,
Gerçek mekanýmýza vardýðýmýzda karþýmýza çýkacak gerçekler...
Ben de diyorum ki; ’Ey nas! titreyin ve kendinize dönün þimdiden!’,
Sonra ben kendime dönüyorum, ezan okundu, kýlayým vakit varken,
Devam eden boþ laflarla geçecekse bu hayat ben yokum içlerinde,
Laf-u güzafýn öteki adý da sanatsa yine yokum hiçbirinin içinde...
Velhasýl-ý kelam sanat sanat için de deðildir sanat halk için de öyle,
Sanat bir ifade þeklidir, ona hitap eder, kim görse kendisini içinde,
Ýfade þekli ne olursa olsun, estetikte özetini bulur sanatsal eserler,
Yoksa hiciv sanatýnýn içinde kaybolur, adýna ’sanat!’ denilecekler...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.