En önde; cüretkâr adýmlarla yürüyen, dinç ve göðsü kabarmýþ vakarlý subaylar
arkalarýnda ise, gözleri çakmak çakmak yanan o erler
hiç eðilmediler ki; bu vatan için dim dik durdu, yüreðiyle bedenler
Mukaddes topraðýmýn üstündeyse
vatanýn her tarafýndan haince sokulmak isteyen, düþmanlar
Þimþeklerini çaktýlar, nefretler içinde
kin kustular
kahpelik içinde ki, haçtýlar
insanlýðýn dýþýn da, açtýlar
Hakk’a arzusuyla, tüm bunlarýn üstüne üstüne geliyordu
ve kor ateþler içinde bayrak açarak, pak imanla bu kýt’a
bunlar ayak hareketinden meydana gelen küçük, hafif çýtýrtýlarý bile duymadýlar
Aktýlar ki, usul usulca aktýlar
Sanki de, kanat taktýlar
Kuran yolunda onlar, bayraktýlar
mehtabýn ýþýklarýndan ancak, sabahýn olduðuna hükmederken
bülbüllerin ötüþüne bile, asla ehemmiyet vermediler
etrafýn yeþil ormanlarý arasýndan, belirlenen o istikamette
düþmaný kahretmek ve kan kusturmak için ilerlediler
sert, kýsa ve emredici tok bir ses gürledi
Allah’hu Ekber! Allah’hu Ekber! Allah’hu Ekber!
gecenin mahsur karanlýðý içinde, aniden uçuþtular;
“Ýstikametse 34 no’lu savunma noktasý...!”
Baþlar döndü sola
ayaklar çekti sola
mangalar birden bire, döndüler sola
hep birlikte de, girdiler kol kola
aðrýlarla kavruldular, yanlarýndan çöktü solu
artýk yüksekçe ve çetin çakýllý, manalý, bir daða týrmanýlýyordu
mesafelerin verdiði yorgunlukla, terleyen yüzümü
beyaz “MÝM” markalý mendile silerken
kalbimde o an saklayamayacaðým çok müthiþ bir acý duydum
ruhum içimde, hunharca ezildi
gözlerimde uçuþtu, tümden hayaller
beynimin içinden geçtiler sanki birer birer
saneler, seniyelerin içinde
mazinin o tatlý hayalleri, bir bir de dolaþtýlar
batýya doðru, büyük bir huþuyla döndüm
Ýstanbul’ un o ben beyaz ufuklarýna doðru
üç senedir hasret çektiðim, bir mevcudiyetin hayaline doðru
yeminler edip de, durdum
“Vatanýmda düþman ayaklarý, camileri haç gölgeleri altýnda görmektense
genç hemþirelerin, namuslarý ayakaltýna alýnmak
ihtiyar annelerin, beyaz saçlarýna hakaret edilmesin diye
senin; Özellikle senin
“Ey güzelim hayal!
düþmanýn kucaðýnda çýrpýnan haykýrýþlarýný duymaktansa
þu yüksek tepenin, bulutlara karýþmýþ zirvelerinde
bayraðým gibi kýrmýzý kanlara boyanarak, ölümümü isterim
dedim"
mukaddesatýmý çiðnemek isteyen
Kâbe’me, haçlar yerleþtirmek isteyen
bu sefil düþman leþlerinden, kan abidesi ve bir zafer teþkil etmeden ölmeyeceðim
gözlerimde beyaz ve güzeller güzelinin o hayali!
Ellerimde ölüm püsküren küçük ve yuvarlak bombalar olduðu halde yürüdüm
Ýlk bombayý sevgilim ve namusum namýna ateþlerken batýya
onun diyarýna bulutlarla, selamlar ve hürriyetler yolladým
þahadetime kalansa, sadece tek bir adým
efradý ailem, validem hiçbir vakit üzülmesin
kadýným bayraða sarýlý olarak, onurla gezinsin
Sakýn ha! Bana asla acýmasýnlar!
mutluluðumdur, bu kara dumanlý daðlar
Daima rýfk ile muamele ve huzurla ve hür olarak yaþasýnlar diyerek
silinsin artýk, hatýralarým
çünkü bu vatan bizden, vefa bekler
"Ben mukaddes vatan uðruna terk-i can ettim ve de çok çok bahtiyarým"...
Peki ya sizler, bahtiyar mýsýnýz bu halinizle kepazeler...
Hacý Türkoðlu-Kürt
(08.09.2011)AZAP...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.En Çok Okunan Şiirleri
Sonrada görme görsen ne olur! -Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin mucizesi… VATAN ELDEN GİDİYOR...! Ahlak güzel , olmalı! Bir nebze gönül “emek-güven-vefa-sevgi ve dostluğu” taşımıyorsa aşkı göremez... -Bir sen göl misali toplandın yüreğim de… -Dert üstüne dert sundun… Nerde kaldı Hakka verdiğin söz... Bıçak sırtı duygular, doğruyorlar içimi! Affet beni baba ne olursun, anla oğlunu!