kim bilir
þu an
nasýl bir gökyüzü
okþuyordur
güneþ karasý tenini
hangi dilde
söylüyordur martýlar
seni özlediklerini
hangi denizler kucaklayýp bedenini
hangi parkta ve hangi aðaçlarýn altýnda
okuyorsundur son aldýðýn kitabý
damaðýnda raks eden þarap
hangi baðýn üzümüdür
kadehine býraktýðýn dudak izlerin
hangi dudaklarda sýzlýyordur
þimdi
kim bilir?
düþündükçe
ve hasretle bekledikçe
varlýðýnýn büyüsünü
kýrmýzýnýn ne kadar da yakýþtýðýný sana
saçlarýnýn kara esintisinde nasýl da oynaþtýðýný
ay ýþýðýnýn
dilinde mýrýldadýðýn peltek þarkýlarda
sarhoþ kayboluþum
geldikçe aklýma
her aný içmek geliyor içimden
yangýnýnda kana kana
sonra
hiçe bölünce
yirmi dört saatlik günü
damla damla
sen çýkýyorsun
aþk çýkýyor
düþlerimin döþüne
deliriyorum
deðince bakýþlarým boþluklara
benden bir esinti getirir belki
þiirlerime deðen þarkýlar
iyi dinle
e mi?
atilla güler