yum gözlerini bana,
soy artýk o ürkek bakýþlarýndaki anlamý
kýþ sabahý bu
yazýn baðrýnda esen
bulutlar, gözyaþlarý ile ýslanmýþ mendiller gibi vedalaþa duruyor
rüzgar daðýtýyor onlarý baþýboþ yolcu elleri ile
týnýsý acýmtrak bir melodi yayýlýyor gecede
esir sözlerin, tadý dimaðýnda kalmýþ kelimeleri gibi,
bir türlü özgürlüðüne kavuþamamýþ þarkýlarý dillerde
ama üzgün
ama hazin
ama hep bir öncekinden daha vurucu
kýrýlýp en onmadýk yerinden kanýyor
elitez bir yok oluþ peydahlanýyor devþirme gecelere
senden önce sarýyor yerleþtiðin ýssýzlýklarý,
izleri yok eden,
umutlarý öðüten,
ten’de körelten karanlýk...
o yitik gözlere ateþi harlý fenerler saldým
kaybolursa çýrpýnmasýn kimsesizce diye...
syrus