biz çaðýrmadan aniden giriverdi koynumuza
sorgusuz
sualsiz
zaman denilen yýlan
oysa herþey ne güzeldi eskiden, ne güzeldik
biz mi eskidik, yoksa sen mi yýlan
ne güzeldi kýzarmýþ ekmek kokusuyla uyanmak
yastýk kavgasýyla uyumak
ne güzeldi bakkal amcalarýn dükkânlarýna sepet sallamak
ne güzeldi çaya batýrýlan bisküvilerle oyalanmak.
mahallede ipten ipe sallanan çamaþýrlar ne güzeldi
ahmet ne de güzel kale yapardý çamaþýrlarý
ahmet’in kulaðý ne de güzel annemin elinde kalýrdý
o portakal kabuklarý ne güzel kokardý sobalarda
kimsenin telefonu yoktu da, ne güzel herkes birbirine giderdi
ne gazete, ne televizyon derdik sahi be, iyi ki cahildik
leylekler ilk bize gelirdi ne güzeldik
baharda, balattan motorlar kirâlar gezerdik Ýstanbul’da.
sonbaharýn bir koluna kýþ takýlýp gelirdi
leyleklerin resimlerini baþka ülkelerin pullarýna gönderirdi
kýþ göz kýrparak gelirdi Ýstanbul’a
hangi sokaða baksanýz bir kocaman kardanadam
çay içer, sanki boðazý seyrederdik
ne güzeldik
gürültü deðil, çýtýrtý gelirdi biryerlerden, ne güzeldik
annem kendi halinde mýrýldanýrdý
akþam sofrasýna misafir payý hazýrlanýrdý ne güzeldik
ne güzeldi herþey eskiden Ýstanbul’da
ne güzeldik
günlerdenbirgün2011 / Davidoff