sende kayboldukça tenhalarda buldum kendimi. kelam ve bir çift yürek, bilmediði bir istasyonda elinde cam kenarý biletleriyle dar-ý acunda bir ney nefesin düþtü için(m)e sana hayatlandým, sol yanýmý asfinik kokan sandýktan çýkardým, kanatlandýrýp seni düþürdüm kýrk ikindi yaðmurlarýnda mesafeleri aþan harfler satýr aralarýna serildi sen kalemin mürekkebi ben yokluðunun yoksulluðunda bile seni düþüren cümlelerde hicran hançer misali delerken tenimi elimde koca bir hiçlik kala kalýyor. sensizliðinde kanayan dudak kenarlarýný yýkasam Marmara’da silinir mi acep hicranýn ayaz izi ?.
akrep ve yelkovan takýlý kalmýþ özlemde bütün mahlukta sana hasret, maviliðine prangalý iki gözüm.......................
ayak uçlarýmdan inip, giden gece yüreðimin duvarlarýnda kara sýva çekmekte sessizliðin ýslýk senfonisinde rüzîgar süpürüyor terim(n)i olmuyor,sensiz olmuyor bak cancaðýzým....................
sürgün yemiþ bir turna gibiyim kanat çýrpýyor acýnýn gökyüzüne. sensizliðin suskun kelimelerinde kalem ne vakit seni ansam ýlýk nefesinin dolanýyorum bedenime. gece koynuna sere serpilen meltemin kýsýk sesinde buluyorum seni. sana doðru yürüyorum, senin koku, senin nefesin diye ta ciðerlerimi soluyorum................................
Anemas zindaný aþýp bir gelsem yanýna seni giydireceðim þehr-i istanbul’a. ellerim, ellerine deðdiðinde avuç içlerind(m)e bir dokunsam sana,zaman ne olursa olsun gün doðumu olacak geliþin. kana kana zemzemini içmek varlýðýnýn huzur mintanýnda düþlerde bir an kaybolsam ; hicran bir tokat gibi iniyor, yüzüme. yýkýlý kalýyorum olduðum yere. düþüyorum sensizliðin soðuk zemine. acýyor yüreðim.. caddeyi okþayan saçlarým deli gömleðinden dýþarý çýkarken boynumda Azrail’in süt beyaz elleri, idam hükümlü bir zanlý zuhur ederken ruhuma hicrana karanlýðýnda yürüyorum, gitgide kayboluyorum çýkmaz sokaklarýnda pamuk þeker tadýndaki bulutlar azizliðini vakfederken avuçlarýn(m)a. tuzlu sularýmý emanet ediyor Marmara’nýn eteklerine.................