iki dille konuştum ama...
feryat ile sükut, iki isyan si mgesi.
feryadýn dili olsaydý, yýldýzlar inerdi çýðlýðýnýn þiddetinden ve sükutun dili çözülseydi 17000 alem saðýr olurdu sadadan.
ne feryada kulak verir sevgililer ne de sükuta.
gün gelecek ikisi de çözülecek Rahmanýn önünde.
sükutu anlamayanlar, ÝSRAFÝLÝN Sur’unda ses duyacaklar. Arþ semaya yükselip sema inince arþa, ey can yakan sevgili nerde bekletecekler.
feryat arþýn diliyken, sükut semanýn dili.
dilsizlerin saðýrlara nutku gibi el edip, el açarak divana, o has üslup-edayla buyur mu edecekler.
bileceksin ki ey yaaar, bugün hak makamýdýr, kudred Yüce Divanýn. çýðlýk feryat ve sükut dile gelecek bugün, duymadýðýn sözleri sana söyleyecekler.
dinleyeceksin belki belki de duyacaksýn perdesiz ve pürüzsüz hakkýndaki kararý.
sükutla bekleyecek sessiz gözleyeceksin, gelmesi gerekeni gelmemiþ görekeceksin.
feryada duracaksýn, duyan olmasa seni.
bir sükut bir feryat, bir arþ bir sema kalbe göz edeceksin.
ne kalbin sana sýrdaþ, ne gözün sana umut.
feryadýnla sükutu o an anlayacaksýn.
yaný baþýndayým ben, kaldýr baþýný o an.
dünyadaki acýyý bu kez anlayacaksýn.
ve dudaðýmdan son kez söylediðin sözü bukez de aðýr aksak benden dinleyeceksin.
NE OLUR BÖYLE BÝLME BENÝ...
Affýn kapýsý açýk af dileyecem zira, seven gönülde asla zülum görmeyeceksin.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.