Sözün söze düþüyor
gözün göze,
uzak öyle birbirimizden
ne alizeler
kuzey - güney rüzgârlarý
sert poyrazlar geçiyor üzerimizden
yakýcý, yýkýcý
üþümüþlüðe inat
sarýp sarmalýyorsun beni;
bu kýþ ayazýnda
yorganýný çekiyorum üstüme
yaz baþlýyor sarý sýcak
düþlerimde saçlarýn
harmanýyla savruluyor
zaman sarýsý hüzün,
buðday baþaklarýnca dökülüyor
bereketli çeç oluyor
yüreðimde yüzün;
yasak bir aþk bu
Adem’le Havva’dan beri
yitirdiðimiz cenneti
arýyorum gözlerinde...
Kendini beðenmiþlerin hasetine
kýsýr çekiþmecilerin
kapristen çatlayan
alaycý gülüþlerine aldýrmadan
körebe oynuyorum seninle,
yankýsý sesinin
yansýmasý gülüþlerinin,
ýsýnýyor içim yavaþça
seni soluyorum
ýsýndýkça sana
sevmeyenlerden
buz kalýbý gibi soðuyorum...
Çiçekli kýrlardan soruyorum seni
sessizce sunduðun
mutluluðun güzelliðini,
býrak sen
baþkalarýný boþ ver þimdi
yan yatar
çamura batar onlar,
sarp yokuþlarýnda dað yollarýnýn
gel tut elimden
bil ki doruklara çýkmak için
kim tutarsa baþkasýnýn elini,
bir adým öndedir ardýnda gelenden...
Üþüyorum sevgili,
beni saçlarýna býrak
her buklesi ayrý çiçek,
yüreðim çiçek daðý;
saçlarýn gönül baðý
sýcak, yumuþak
ipekli sýrma, ibriþim kuþak
gel beni kýrma
ben mýzrap olayým, sen türkü
dokunayým tel tel
ne korku taþý yüreðinde
ne en küçük ürkü...
Nektar alayým dilinden
bal mumu ellerin
petek petek örsün beni
her gözesi sen ol bedenimin;
varlýðýn arý kovaný
kovanda bir beyarý
ve bir kraliçe,
gözlerin gecelerce derin
göm beni
içine içine gömeçlerin
samanyolundan büyük
gömecinde göze göze
yýldýz kümesi galaksilerin
her biri ayrý güzel,
starliçe
yitik cennet gözlerinde
harbi gerçek...
Diyelim ki
bir çocuðun düþlerindesin þimdi
savur saçlarýný ’Barbi Bebek’
gözlerin camgöbeði mavi
turkuvaz göllerce yeþil,
seher yelince serin
yok bir ikiz kardeþi;
gözlerin gözlerimin eþi
ben olayým benzerin
el sürme sakýn
dokunma gözlerine
lens takýnma, beni takýn!
Gel,
içanadolu bozkýrlarýndan geçelim
serabýna düþelim hasretin
bir toz bulutuyla savrulup akþam üstü
aðýlýna giderken
koyunlar kuzular
ilk doðan yýldýza bak
venüs’te ayný sýzý var,
kýrýk bir notasýyla ümidin
düþelim ardýna daðlarýn
apollon, güneþ gibi
ipek yolu’nda türküleþelim
kitaro çalýp söylesin ezgimizi;
çýrýlçýplak bir melodi seslendirsin
teninde ikimizin,
dokun bana tel tel
gece ateþlerinde kervansaraylarýn
kucakla beni,
benimle düþün,
düþün de maziye dal,
þahlanan bir bulut olsun
tenimizden terimiz
göçelim baþýna erciyes’in
savrul, gül, kül, toz ve duman
gövel ördek ol
telli turna ol,
havalan
in sularýna kýzýlýrmaðýn
ak karadenize
gümüþ bir yýlan balýðý gibi ak
savrul gecenin koynunda
menderesler çizsin dudaklarýmýz
nehir boylarýnca çiçeklensin
öpüþmelerimizin kývrýmýnda
yüzüne düþsün dolunaylar
güzel atlar ülkesinde
çayýr çimen
kiþnesin deli fiþek taylar...
Yolum düþer bir savana
bir rüzgâr eser saçlarýndan sarý
çakýlýr gözlerim tavana
özlemin küba,
gözlerin havana
gecenin içinde isyan
gözlerin leyla halit,
gözlerin ihtilâlin baþkenti
ne sarý saçlarýnda din
ne zümrüt gözlerinde iman
savur beni barbi bebek
saçlarýnda duman duman...
Þaban AKTAÞ
18.01.2010