Yusuf cemaline tekâbül eden mana Züleyha'nın yüreğinde ceviz sandıklıda saklıysa gordion
Yusuf cemaline tekâbül eden mana Züleyha'nın yüreğinde ceviz sandıklıda saklıysa
Zamansýzlýða kurban edilmiþ yüreðin aðýtlarýnda kaldý gözlerin(m). Bir fincan sen, Bir tutam vuslat çalýnýrken gecenin karalýðýna . Büyüyorum, maviliðinde Nisan sevinciyle Ve Bir türlü geçmeyen özlem yanýklarý, Kelamýmý tamamlamaya izin vermese de Lügâtýmdaki bütün alfabeyi sil baþtan yazan Âdem Seni söylüyorum, her harfte Her imlada sen varken Züleyha’nýn mintanýna iþleyen kan yüreðinin feryadý cancaðýzým
Sen olmayan zaman zarfýnda acýya tuz basýþlarýmda Koca bir ’ben’ kalmýþým. Avuçlarýmdan sýzan, zemzem rengi benziyorken Gök kubbenin rengine âba bir ney’in gözlerinde gördüm Seni, beni ve bizi...........
Moda, kýyýsýzlýðýn beþiðinde bebek gibi sallanýrken. Yarým yamalak kalemim, Ýrin toplamýþ susmalarým var. Yusuf’un dudaðýndaki kuyulara dayanan Üryandým . Hicrana feragat eden tarihin ýssýz kaldýrýmlarýnda Hasrete yatak eden Emirgan laleleri Yer edinemedi, sözlerim dudaklarýmýn cografyasýnda, Öldürmedi,Azrail Hicran, nazlý bir gelinin infazýný avucunda tutarken Tam vazgeçmiþken dar-ý acundan Tam da kalemi sýrtýma yüklemiþken, Düþtün, düþsüzlüðüme cancaðýzým Yalnýzlýk kalýbý kadar kapladýn zenci kölelerime Diktim, yamalý yüreði vuslat iðnesiyle Yarýmdým, can özüm Seninle tamamladým açýkta kalan yanlarýmý..
Yer Kapalý Çarþý Ayaklarým götürüyor beni gecenin en dar vaktinde Çemberlitaþ’a Tozlanmýþ, Miadý geçmiþ tarih izlerinde elim zaman ötelenmeye beþ gece Karanlýða çalýnan bir rüya Tutmamýþ bir sabah arifesinde gözlerimi açtým, Kýz Kulesinde Nisan bereketine giyinen yaðmur var Gece karasý gözlerinin limanýnda Birikmiþ, Ertelenmiþ yarýnlar dururken Yusuf cemalinde Yeditepe’nin arsýz deliverenleri daðlamýþ,vurmuþ hicran rengine Sensizliðin sessizliðin rengi mor’a çalarken, Koynuna döþeniyor gelincik kýrmýzýsý Bir yaný karýncalanan parmak uçlarýn Bir yanda Barok uslubünde Nuruosmaniye’nýn duvarlarýnda gezindi ellerim
Beþikten mezara kadar âþk
Zaman, idam sehpasýndaki urganý düðümlemeye koyulmuþken, Sen çýka geldin þehr-i Ýstanbul Galata Kulesi gölgesini karanlýða baþkaldýrýþa soyuldu. Ruhum vuslata baðdaþ kurmuþ ezelden. Dakikalar susuþlara meyilli olsalar da Sana itham edilmiþ polisiye bir romanýn tek zanlýsý olan yüreðin Altýn yaldýzlý sayfada topraðýma ifþa eden kalemim elinde Ýki hüzne koza örülen kelebek Sýrtlarýmýzý dayadýk birbirimize cancaðýzým Satýrlarýn arasýna iki kýrýk beden Ve Uçan balonu elinden kaçýran saçlarý örgülü bir kýz çocuðu Rüzgarýn peþinden koþmaya býkmayan iki küçük ayaklarý Sahil þeridinde Marmara eþlik ederken canözüm Avucunda açan sevda çicekleri merdiven olup, Çýkartýrdý, gök kubbeye Mühendise bir türlü akýl sýr erdirmeyen çocuk edasýyla Pamuk yumaklarýnda seni anlattým, Maviliðinde turnaya.
Özgürlük suçuyla ölüm hükmünü giyen âþýk
Þehr- i Ýstanbul’un tam ortasýnda, Vuslatýn avucunda, Misket üzümün kýskandýðý kara gözlerinde Kara peçeli gece pýlýný,pýrtýný toplamaya koyuldu Þems’in kuþtüyü ýþýklarýnda bir filiz boy almaya niyetlenirken Kalemin lâl kýzýlý duvaðýnda Ýsa saflýðýný katýp, Meryem’in yüreðiyle ayný safta durdum seninle cancaðýzým
Haliç’in ayak uçlarýna gelen tuzlu suya Bir tutam mutluluk, Bir fiske özlem yol aldý Ýki beden, Bir canda vücut buluyor siyah/beyaz fotoðraflarýn tanýklýðýnda Susma orucunda beden. Vakit iftara az kalýrken Bizim katýðýmýz dua miktarý vuslata çalýnmýþ azýk Azrail’in ecel tohumlarýný hayata ilave ederken Biz, seninle ’bir’ olduk sevgili
Hicran’ýn yaz sinemalarýnda Aþk filminin kendini ayakta izleyen yürek dudaklarýmýz ’Baþardýk,baþardýk caným,cananým’ derken Þükür namazýnda Çinili köþk
Misk-i amber kokunu rüzgar tanýttý beni cancaðýzým Zamanýn dudaklarýnda iki sýr acun Zeytin gözlerimde koca bir Haydarpaþa mesken yaparken Ýki tren Tuzlu suyu alýr gider vagonundan buðday coðrafyama Hadi! iki gözüm Ben, seni imkansýzlýðýn koynunda býrakmadým Dudak kenarlarý özlemlerin biletin alýrken Sirkeciden Kanatlanan martýlar hüzne kanat çýrparken Hicran fotoðrafýnda Bense lâl kýzýlý kanla çiziyorum portreni maviliðe Usanmadan vuslatý bekleyen hüsnüyusuf Mescid-i Haramda tavaf yaparken Adý yüreðim(n)de saklý kaldý. Sineye çeken akrep ve yelkovanda
Vuslat bir adým gelirken bize zemzem rengini alan gözlerin hayat iken Çorak coðrafyada deli rüzgarýn peþinden koþturan özlemlerimi Sardým, Sarmaladým Býrakma sakýn beni cancaðýzým Islak kirpiklerin(m) cennet güzergahýndayken Topraðýn oluyorum,ayaklarýn altýnda Koþ hadi durma iki gözüm Zaman Ýsa’nýn çarmahýna çakýlan çivide kaldý þehr-i Ýstanbul
Kaðýt ve kalem buluþurken Diz çöktüm lugatýmdaki harflerin týnýsýna Seni en güzel onlar anlatýr, ben deðil can özüm Hiçbir sözcüðe emanet heybesine koyamadým seni Yusuf cemaline tekâbül eden mana Züleyha’nýn yüreðinde ceviz sandýklýda saklýysa Âcun lisanýnda hangi söz iþvesi anahtarý bulmayý yeltenir Hak’a giderek seni bekleyen bu gönül Þimdi sustu........ Sustum... Süleymanî lâlliðim zemzemi getirecek
Sen ki ey yâr Yüreðimdeki umutlarýn Þemsi
Sen ki ey þehr-i Ýstanbul Mukaddesliðine can libasýný önüne sererken Verdiðin ab-ý hayatta Meryem’in dua sýðlýðýnda ism-i nâzýmýn geçiyor. Hacer’in masumluðunda, Sustum.. Ram oldum sana sevgili þehr-i istanbul Sol göðsümün kalp atýþýnda sen varken Caným al, Kabul eyle iki gözüm. Unutma cancaðýzým! Yüreðim, Ruhum sendeyken bir can libasýnýn peþine düþmedim ben can sýzým
gordion 29/06/2011
Sosyal Medyada Paylaşın:
gordion Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.