Notre Dame Klisenin kambur zangocu oldum efsunlu Ay’a bakarken
omurgalarým;
kavuþmayý özenme niyetinden çýkýp
Boðaz’ýn soðuk beton yýðýnlarýna kenetleniyor
akrep ve yelkovanýn kalabalýðýnda girdap
satýr aralarýnda yolunu kaybeden bir sofiyim
ýssýz tenhalarda Haliç’in asiliðine ram olan ruhum
heybemde siyah- beyaz fotoðraflarý iþgal eden bir türkü mýrýldanýyor
gecenin ayazýnýn hükümlüðünde
melodisi hep sen
mutlulukla biten notalar
sen
ben
þehr-i Ýstanbul
rüzîgar vals yapan tuzlu sularýmý eleyip,gecenin sýký tülbentten geçirdi
kalemimin sessiz konaklarýnda
tek bir cümlesin sen
öznesi sen
yüklemi ben cancaðýzým
harf harf büyüdüm sende þehr-i Ýstanbul
yokluðunun yoksulluðunda senli cümlelerimi zekat verdim
boynu bükük kýrlangýçlara
Aðlama duvarýn içime akýttým
vakit;Hz. Ömer’in fethinde Kudüs
sulu isyankar bulutlara yataklýk ederken kum saati
ruhum Al-’Isrā süresinin baþýnda
parmak uçlarýmda dolaþan kan pýhtýlarýna özenen kalemim
zülfünden düþen her zenci köle
hak’a niyetlenirken
ben,sana niyetlendim þehr-i Ýstanbul
umut ektim her satýra
yüreðim(n)i sürdüðüm her güzergah senin cancaðýzým
vakit Mescid-i Haramiden doðan Þems
ve bir ekin tarlasýndaki baþaðýn tanesinde bereketi
acun luðatinda hizaya gelen harflerin týnýsý
nefesini su bildim cancaðýzým
kana kana içirdin zemzemini
Marmarayý azýk belledim
o gözlerine bakmaktan býkmadým þehr-i Ýstanbul
kirpiklerinin gölgelerinden acunun bakmaya doyamayan bendeniz
doyamadým sana þehr-i Ýstanbul
sen ki bir sözden ibaret
ben seni hayat dedim en yalýn halimle
tuzlu suyunu çektikçe
bende yaþayacak kadar sonsuz zemzemim
bir solukta sende büyüyecek kadar elzem bedenim
biriktirdim seni içimde
kovaladým karaya çalýnmýþ bulutlarý
gök kubbeyi kuran mühendis aðýný kattý
her bulut kümesini
ta ki senin özlemim tepelerde þems doðuncaya
vakitlerden on üç Recep
kalemimin en derininde koca bir sýzý
yokluðunun yoksulluðu vuruyor Florya sahiline
üþüyor çamur tabakam
ýslanmýyor
akmýyor, maviliðin vuslat sýðlýðýnda cancaðýzým
ört beni
hiçliðimin çýplaðýný gömüyorum Yusuf’un dipsiz kuyularýna
sür yüzümü zemzeminle
baharýn yaným
bir yaz sabahýnda topluyorum ýssýz kaldýrýmlardaki sessizliðimi
elbette!
hicranýn enkazýna devrilecek yüreðim
kapattým gözlerini maviliðine
sustum
ey þehr-i Ýstanbul ayný safta ayný niyete durdum senle
vuslata gebe zaman
dudak kenarlarýmda ism-i nâzýmýný mýhlayan hece
nefes kadar yakýným sana
ölüm kadar uzak olsan da
þimdi þehr-i Ýstanbul
ben, sensizliðin sessizliðinde
ecel tohumlarý ektim Emirgan’a
sadece
yaþamak seni delicesine
özlem yanýðý düþlerini baðladým rengarenk bolanlara
özgür bir kuþ misali çýrparken kanatlarýný
ben geleceðim sana þehr-i Ýstanbul
vazgeçilmezliðin koynunda küçük kýzým
hadi!
Þehr-i Ýstanbul þefkatli kollarýný aç bana
sýmsýký sarýl
en derine kat beni en saf halin(m)le
hadi !
cancaðýzým
can özüm
cansýzým
zemzemim
ve
herþeyimsin sen þehr-i Ýstanbul
sakýn unutmayasýn
gordion
15/06/2011
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.