Yelkovan dikenin günü
Önce bir damla kan düþtü topraða
Bir çocuðun küçücük bedeninden
Ardýnda yaþlý bir kedinin baþý
Havada asýlý kaldý haykýrýþa dönen miyavlamasý
Þeytanýn ve yelkovan dikeninin günüydü
Sokaðýn bir ucundan diðer ucuna,
Ýçleri muhafazalý buz kutularýna boþaltýlmýþ cesetlere takýlmadan
Geçip giden yelkovan dikeninin günü
Rüzgârýn oynaþtýrdýðý çivisi çýkmýþ kapýlarýn gýcýrtýsýydý
Ölüm sessizliðini bastýran
Belki de asil ýraklý isyancýlarýn son sözleri;
“ ölmek deðil bizi endiþelendiren, cesetlerimizin ahvali…”
Olmalýydý.
Ardýndan bir papazý çarmýha gerdiler Pontus’ta
Ve
Aydýnlýða bir kurþun sýktý
Konstantinopolis’te bir Pontus’lu
Sessiz bir çýðlýk gibi uzandýðýnda sokak ortasýna aydýnlýk,
Sözcüklerinden artakalandý üzerine örtülü gazeteler.
“Tanrýlarýn bahçelerinde oynayan küçük çocuklardýk” demiþti
“Oyunumuzun adý ölüm…”
Önce çocuklar öldü bu oyunlarda
Sonra bilgelerin ettiði sözler…
Sokaðýn bir ucundan diðer ucuna,
Þeytanýn ve yelkovan dikeninin gününde…
Halil çamay
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.