MEDİNE'DE
Mescidin direði beyaz mermerden,
Ýnsanlýk orada her renk her yerden...
Hayýrda yarýþ var kurtulduk þerden.
Ravza’da dostlarý andým da geldim.
Mihrabýn önünde tevbeler ettim,
Hazreti Hamza’ya uhuda gittim,
Bin bir dua duydum amin iþittim,
Gözyaþý seline bandým da geldim.
Beyaz ihram giydim kuþak baðladým,
Kubbet-ül Hadra’ya baktým aðladým,
Ümmet olduðumu bildim çaðladým,
Nefsi yere vurdum yendim de geldim.
Vardým kapýsýný edeple çaldým,
Medine gülünün kokusun aldým,
Kýtmîrem yurdunda misafir kaldým,
Kendimi bir insan sandým da geldim.
Giderken günahým yüküm çok idi...
Huzura çýkmaya yüzüm yok idi...
Hasreti yürekte saplý ok idi...
Arzumu þahýma sundum da geldim.
Bir dilenci gibi vardým oturdum,
Halimi arzettim sözü bitirdim,
Saadet yurdundan selam getirdim,
Havz-ý Kevserinde yundum da geldim.
Selam kapýsýndan girdim içeri,
Rasûlün kokusu sarmýþ her yeri,
Dünyada bulunmaz eþi benzeri.
Misk-ü amberine sindimde geldim.
O’na ümmet olmak öyle bir þan ki...
Asr-ý saadete gittim inan ki.
Ezaný Bilâlden dinledim sanki.
Mirâç buraðýna bindim de geldim.
Takva mescidin de secdeye vardým,
Derde derman buldum yaramý sardým,
Çaresiz bir yolcu bir ah-u zardým,
Þifaya garkoldum döndümde geldim.
Selam köþesinde yeþil minare,
Hasret bitti derken kalp pâre pâre,
Habib-i kibriya sendedir çare,
Ravzada kül oldum söndüm de geldim.
Þehri Karakaya ( 28 Þubat 2011 MEDÝNE )
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.