sesim yalnýz sana ulaþýr bundan sonra raisa ,
yazýlmamýþ bir roman içinde mahpus
doðmamýþ kahramaným benim…
ayýn ondördü
önce senin gözlerine düþmüþtü oysa.
cemreler…
nar kýzýlý bir gökte
prangalara asýlý bekler…
býçak sýrtý düþleri belediðin
bir kuyu dibinden gelir cýlýz sesin.
ah raisa !
neden kuþ çýðlýklarý saklýdýr dudaklarýnda
hangi rüzgar daðýtýr afili saçlarýný
ve neden mürekkeb hüzünler süzülür damarlarýndan gözlerinin ?
.......
kýrçýl bir veda ilintili demek teyel ipliði ile yüreðine,
demek, gün aðarmadan çözülmez ellerindeki kör düðümlerin
uðramaz yurduna yaftasýnda muþtu yazýlý tek bir güvercin.
ah raisa ,
doðmamýþ kahramaným benim!
akrebe ayar tutturmak ne zordur þafak sökmeden
ve yelkovan olmak bir aþka
bütün bunlarý nasýl bilmezsin?…
bu, güneþin sýcaklýðý raisa
bu, mor daðlarýn yalýn sesi
bu eteklerindeki, bir yaban gülünün dikeni
anaç bir edayla emzirdiðin cenin, gecenin sevgilisi
bu / ýssýz maviliðin ortasýndaki simsiyah ada,
senin kalbin raisa !
kaldýr nikabýný da bir bak
aþk
sýrtýný döndüðün gölgeler kadar uzak þimdi sana
ölüm…
boþaltmýþ zembereðini de
güdümlü bir bomba gibi
koþar adým
yaklaþýyor üstüne üstüne.
korkma raisa !
sakýn korkma,
ben daha önce çok öldüm
altý üstü bir avuç toprak olur senin de bedenin…
songül doðan