þairin ilkyaz çiçekleri ile süslediði
görkemli þiirlerine döþekti
ebemkuþaðý
akþamýn kýzýllýðýný kim parýldatabilirdi
o’nun kadar
hassas gönül vadisine vadedilen
gülleri morfinlediler hüner sayarak
kendini nasýl bir yaraya kabuk gördüler de
bu kadar gaddarca örselediler
kimbilir
o yine aþk’a hizmette himmet var dedi
kýrsalarda onur kusan kalemini
sakalýnda kan kuruttu yýlmadan
sabretti
’lâ havle’ diyerek
tüm iklimleri önüne katan
gelincik kokusuna hicvederek direndi
geri dönmedi
ah þair
bir yandan güvercinleri doyururken
sanki kendi makberine gönüllü bir bekçi
aþk’a muhbirlikten yaftalý hükümle fiþlenirken
gökyüzünü pembeye boyamaktan da sabýkalý..
sadâkât pazarýnda gece gündüz nöbetçi gibi
aþk belâsý üstüne yýkýlalý
akrep izlerinin dövme kaldýðý bedenine
akþamýn alaca karanlýðýný ten çekerek
maþuðun paçasýna tutundu
son bir lirik þiire sýr sürerek
usulca
topraðýn koynuna sokuldu
Faruk Civelek
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.