Esenpýnar Beldesi, eski adý Güvere;
Doyumsuz doðasýna yakýþmýþ daðla dere…
Yaklaþýk kýrk yýl evvel, Yalan Ömer adýnda;
Bir genç yaþarmýþ burda, zevkinde, muradýnda…
Þehre gidecekmiþ ya, saçlarýný taramýþ,
Sipariþ almak için annesini aramýþ;
Annesi Sultan Nine, komþuya gitmiþ meðer;
Ömer kapýyý çalmýþ, “sipariþ varsa eðer?”
Komþunun kýzý Elmas, gence bir zarf uzatmýþ;
“Bu ilaç bana lazým”, deyip on lira atmýþ…
Yalan Ömer bakmadan, zarfý koymuþ cebine;
Yola çýkmýþ nihayet, atlayýp merkebine...
Birkaç saat içinde, genç Erdemli’ye varmýþ;
Gürgah Eczanesi’nde, zarfý cepten çýkarmýþ;
Elmas’ýn kâðýdýný eczacýya vererek;
“Bu ilaçlarý alsam, komþu kýzýna gerek”
Eczacý, okuyunca, kâðýdý vermiþ geri,
Ýlacý alamamak, fena germiþ Ömer’i:
“Eðer sizde yok ise, baþkasýna bakarým!”
“Evli misin?” demiþler, Ömer demiþ: “Bekârým!”
“Oðlum” demiþ eczacý, “yok ise gönül sýzýn;
“Kâðýdý iyi oku, ilacý sensin kýzýn!”
Birkaç hafta sonunda, gençleri evermiþler;
Yalan Ömer’le Elmas, mutluluða ermiþler!
Canlý cansýz ne varsa, gerçek sevgiye muhtaç;
Var mýdýr aþk gibisi, gönül derdine ilaç!