On altýlý yaþlarýmdan bu yana
Bir ince sýzýdýr yüreðimde Emirdað
Ve bir ince kýz
Çok uzaklarda gülen gözleriyle
Sýkýca bastýrmýþ göðsüne okul kitaplarýný
Unutur muyum hiç…
Emirdað!
Memleketim!
Eski Kacerli’den Uzun Çarþý’ya doðru süzülürken
Çýðlýklanýrdý serçeler mayýs bahçelerinden
Hükümet Konaðý’nýn önünden Lise Yolu’na
Oradan taa Yirmibiraðaç’a kadar
Dolardý gönlüme bahar
O günler ne günlerdi yâr…
Bak saçýlmýþ her yana utangaç sevdalarým
Hatýrlar mýsýn?
Tam þurada
Þu okul kapýsýnýn ardýnda
Bir þarký kalmýþtý yarým…
Ýþte þu kaldýrýmda yürümüþtük seninle yan yana
Ýþte þu taþýn üstüne oturup bir akþamüstü
Mecnun’un Leylâ’ya aþkýný anlatmýþtým sana
Sonra Ferhat’ýn daðlarý niçin deldiðini
Þu badem aðacýnýn altýnda…
Þu badem aðacýnýn altýnda
Taçlar örmüþtük papatyalardan lâf olsun diye
Arada bir kaçamak bakýþlar atarak birbirimize
Oturup kalmýþtýk saatlerce hiç konuþmadan…
Sanki taþtýk…
Sanki aðaçtýk…
Býraksalar belki de yâr
Bir ömür kalkmayacaktýk…
Ahmet KÖKEN