Hüzün rüzgârları eser oldu gönlüme, Bir sesti sanki beni alıp götüren, Gözlerimde bir hayal, Bulutlar arasından çıkan sen, Hüzün rüzgârları ile duygu denizine savrulan ben,
Son baharın içimdeki yansımaları, Kendimle bitiremediğim gönül kavgaları, Sanki cehennem ateşinden, bir kor düştü yüreğime, Bir ses bir nefes gibi, Arzuyla bekliyormuşum unuttuğum bu ateşi, Yandıkça içimi dağlayan bu sevgiyi
Şimdi hasretle bekliyorum güz yağmurlarını, Taşlaşmış kalbimdeki yangını hafifleten, Yüreğimdeki ateşi söndürüp sevgi pınarına çeviren, Ve her zerresinde yüzünün yansımasını hissettiren, Hazan kokan yağmur damlalarını… Billûr gibi akan sesini beklerken her gece Bir sultani yegâh çınladı kulağımda ince, ince
“AL SAZINI SEN SEVDİCEĞİM ŞEN HEVESİNLE ÇAL SÖYLE BENİM ŞARKIMI SEVDALI SESİNLE BEN AĞLIYAYIM İNLİYEYİM GİZLİCE BÖYLE ÇAL SÖYLE BENİM ŞARKIMI SEVDALI SESİNLE”
İnleyen kemanla, hüznüme hüzün kattım, Udun çınlayan o tok sesiyle ağlayacaktım, Hasretle yanıp bu aşka susamış gönül, Bu yaşta bu sevgi hiç olur mu adama ödül? Neden erken geldim bu dünyaya? soruyorum.. Güz gülleri gibi bu aşkla sararıp soluyorum.
Hüznüm bedenime bir kamçı gibi vururken, Bu garip, Aşkın acısını yudumlarken, Aklımda yaşattığım senle gözlerim kapanıyor Ve seni düşleyerek… Benliğim sesinle sevda uykusuna dalıyor…
ERBİL EFE DENGEL 20.11.2010
Sosyal Medyada Paylaşın:
erbil.efe Åiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.